Mesela, bir Diş Hekimi 5 yıl okur, onun lisansı, Master düzeydedir.
Yani 5 yıl okuyarak, Master düzeyde Lisansı vardır.
Bir hemşire ise, 4 yıllık üniversite diploması(Hemşire Lisansı) aldığında, hiçbir düzeyde Master Lisansına sahip değildir.
Gelelim Tıp Doktoru na.
6 yıllık Tıp Fakültesi ni, liseden sonra hakkı ile puanıyla kazanıp, Tıp Doktoru diploması alan bir Tıp Doktoru, hem hemşire, hem de Diş Hekimi nden üstün bir düzeydedir. DOKTOR düzeyindedir Lisansı Tıp Doktoru nun.
Tıp Doktoru Diploma sahibinin, Hem master, hem Doktor Alanı ise TIP. Tüm Tıp Doktoru diplomaları, Tıp Master dan çok daha yüksek olan DOKTOR LİSANS düzeydedir.
Lisans lisans aynı gibi yorumlamak, geri zekalı Türkiye demogoji seven birkaç yetkili yöneticinin Tıp Doktoru düşmanlığındandır.
Yurt dışında veya Türkiyede, mesela, 4 yıllık üniversite lisans yapan, direk BÜTÜNLEŞİK DOKTORA yapabilir. Arada master bitirmek şartı yoktur. Tabii bütünleşik Doktoranın ilk yılı master derslerinin listesidir. Master derece DOKTOR ünvandan düşük ve DoktorDüzeyi, MASTER düzeyi içinde kapsar.
Doktor, Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre ayrıca uzman belgesi almadı diyelim.
Ona Tıp Doktoru yerine 'Tıp Uzmanı' denince doğrudur. Ama Doktor kelime daha saygıdeğer bir kelimedir tüm dünyada. 'Tıp uzmanıyım' demektense, Tıp Doktoru yum demek daha saygındır, havalıdır.
Tıp Doktorları üstün zekalı olduğundan kiminin 8 yılda eriştiği Doktor düzeye, 6 yılda erişir. Bu Amerika dada vardır.
Hem Ak parti, hem CHP bırakın Doktoru kıskanmayı!
Bırakın hemşire puanı alamayan fetöcüleri liseden sonra 6 yıllık Tıp Fakültesi ne kanunsuz sokmayı.
Gelelim hemşire 4 yılın üstüne Uzman olursa ne olur. Tabiiki, değerlidir.
Ancak o hemşire gene 6 yıllık Tıp Fakültesi mezundan ALES puanı yoksa, gene düşüktür. Hemşireler şu anda yasaklıdır, Tıp Doktoru nun hakkı olan birçok sınava girmeye bile hakları yoktur. Bir uzman olmuştur, ama o uzman lafı ne açıklaması bakmalı.
Uzman denen hemşire, 6 yıllık TIP Fakültesi mezunu 'Tıp Doktoru' ndan düşüktür. Master düzey bile olsa, Masterlı Hemşire, Tıp Doktoru (Doktor Lisans) dan düşüktür.
Sağlık Bakanlığı cahillerin, kendi Tıp Doktoru düşmanı olanların yeri olunca, bunları anlatmıyor, öğretmiyor.
Sağlık Bakanlığı politikası ise tüm dünyada özgürdür. Bazen, daha yüksek düzey Tıp Doktoru nu işten atıp, üçte bir maaşlı ilkokul mezunu çöpçüleri işe alabilir. Yani eğitim eşit kadro değildir. Profesör düzey, Uzmandan yüksektir, profesör en yüksek uzman demektir(Türk halkı Profesör deyince haaa öğretmen mi der, bu eğitim işinden anlamaz).
Sağlık bakanlığı 5 Profesör yerine, 50 çöpçü işe alırsa, alır, bu Profesör değersiz demek olmaz, politika olur. Parayı harcama politikası olur.
Uzman Çavuş mu yüksek, Tıp Doktoru mu diye halkın kıyaslamasını gördüm. Bunlar embesi eğitimsiz sorusudur. Uzman kelimenin, en az bir sayfalık farklı farklı açıklaması vardır.
Adam hem hemşire, hem uzman çavuşmuş, şimdi bu Uzman Doktor dersen, sen aklını peynir ekmek ile yemişsindir. Bunu diyen en az yüz kişi biliyorum.
Birde 4 yıllık Hemşire Üniversitesi sonrası - - master,
-sonrada ALES sınavı kazanıp,
- DOKTORA yapan hemşire vardır. İşte o hemşire ALESLİ DOKTORALI hemşire, Hem hemşire, hemde Doktora Diploması olan hemşire, 3600 katsayı almaktadır yıllardır şu an Türkiye de(2021 Ekim ayındayız) . Hakkıdır, doğrudur. Bu hemşirelere YÖK kadrosunda, bazen 'Öğretim Görevlisi Doktor' denmektedir, doğrudur.
Bazen bu hemşirelere Akademik Uzman denir, doğrudur.
Fakat bu doktora yapmış hemşireler, Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre UZMAN DEĞİLDİR.
3600 katsayıyı, Doktora programı bitince alırlar, sağlık bakanlığı tıpta uzmanlık tüzükteki uzman diye değil. Ama masterlıhemşire uzmanlık, ilkokul mezunu güzellik uzmanı uzmandan, uzman çavuş tan yüksek tir.
Atatürk tek kelimeyle açıktır. Uzman bin tane anlama gelir.
Uzman ama hangi tüzük?
Kaç yıl eğitimle?
Hangi sınav ile?
O uzmanlığa hangi Diploma ile girilir, önşart diploması ne
Tüm Profesörler en yüksek uzmandır, ama Uzman düşüktür, Profesörlük yüksektir. Profesör Uzman Doktor kimse dünyada demez, çok uzun bir ünvan, bilgisayar satıra sığmaz. Kısaca Profesör denir.
Öğretim Görevlisi 'Hemşire Doktor' 3600 katsayı hakkıyla alsada, özel sektörde bir Tıp Doktoru gibi geniş yetkisi yoktur, muayenehane açamaz. Hasta üstünde yetkisi, müdahalesi 6 yıllık Tıp Doktoru (Pratisyen Doktor ) kadar değildir.
Bu hemşire üstüne doktoralı olanlar, genellikle Hemşirelik ilgili Araştırma Görevi alır, veya üniversite öğrencilerine ders verir.
Ama sırf 4 yıl, üstüne 1 yıl Master yapmış, Doktorası yok, Ales sınavı yok. 3600 katsayı alamaz Tıp Doktoru gibi. Eğer kendini hastaya, Tıp Doktoru ndan daha yüksek anlatırsa yalan dolan olur.
Sadece 4 yıllık hemşireden yüksektir.
Yani 3600 katsayı ya sahip olmak eşit olmak değil. Tarih Profesörü de de 3600 katsayı alıyor, Sağlık alanı ile hiç ilgisiz. Oda 'Öğretim Görevlisi Doktoralı'.
Bu yazılanları anlatırken en az 500 sayfalık yönetmelik bilmek gerekir. Türkiye de halk cahil, bu ilten maaş alanlar hepten cahildir. Bu açıklamalarım embesil kafalarına dank etmemiştir, bide yönetici olurlar bunları biliyor diye. Bilmiyorsan sor, dinle bari.
Yine, lisans sahibi olmak hep aynı lisans katsayısını almak olamaz. Sen neyin lisansına sahipsin?
Burada kişinin kadrosu nerde o önem taşır dünyanın heryerinde. Birçok 4 yıllık genç hemşirenin özel hastanede maaşı, 'Öğretim Görevlisi Hemşire Doktor' dan fazla olabilir.
Veya o hemşire çok istenen bir konuda Öğretim Görevlisi Doktoralı Hemşire ise, heryerde çok kazanabilir.
Yinede, 6 yıllık TIP FAKÜLTESİ mezunu(Tıp Doktoru ) hasta müdahale ilgili, Profesörlük Doçent Doktora düzey hemşireden daha bilgili geniş eğitimlidir.
O nedenle tüm çocuklar Doktor olmak ister, o dedikleri de Öğretim Görevlisi 3600 katsayı sahibi Doktoralı Hemşire değildir.
Soru: Ales sınavı mı, liseden sonraki Tıp Fakültesi ne girme, ÖSYM Üniversiteye Giriş sınavı mı zordur?
Cevap: liseden sonraki Tıp Fakültesi ne girme, ÖSYM Üniversiteye Giriş sınavı, kesinlikle ALES sınavından daha zordur.
Ama unutmayalım, bir hemşire 3600 alacağı Doktora programı için, sırf ALES alsa yetmez, İngilizce gibi yabancı dil puanı, YDS de en az 55 almalıdır.
Not: Lisans kelimesinin zayıf kalma nedeni, demogoji ile herşeyi çarpıtandır. Lisanslı futbolcu tabi yetkisi yüksek demek. Ama elma ile armutu ayırt etmek lazım.
Akademik en yüksek derece, Doktora değildir. Doktora dan yüksek Doçent, Doçent den daha yüksek Profesörlük düzeydir.
Öğretmen demek ise asla Profesörlük demek değildir.
Tıpkı hemşire gibi, öğretmen de Ales sınavı kazandıktan sonra önce Doktora, sonra Doçent sonra Profesör olabilir.
Bir başka durum, uzman kelime ne demek? Sağlık Bakanlığı ilkokul mezunu olanlara bile Uzman, Güzellik Uzmanı diyebilir. Uzman kelimesinin tek başına hiçbir anlamı yoktur. Aaa o uzman dersen, ilkokul mezunu mu, Üniversite mezunumu daha bir sayfa soru sorman gerekir. Mesela 3600 katsayı almıştır, uzmandır Sağlık Bakanlığı nda hakkıyla, ama yinede, bir TIP DOKTORU olamamıştır. Sadece Uzmandır hakkıyla.
Uzman kelimesini sa urım ilkokul mezunu 'güzellik uzmanları' zaten Türkiye de madara, komik etmiştir.
Tıp Tüzüğüne göre Uzman biri, Doktor kelimesini ünvanını yetkisini Tıp Doktoru diploması olmadan kullanamaz, daha yüksek eğitimli değildir. Ama Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre 3600 katsayı alır.
Kişiye iki kere 3600 ek katsayı verilir mi. Mesela birini Doktoralı Hemşire iken almış, sonra 6 yıllık Tıp Fakültesi uğraşmış kazanmış, Tıp Doktoru diploması almış, ne olur.
İnsan başına sadece bir 3600 katsayısı verilir. İsterse on kişi kadar 3600 katsayı sınavı olsun, gene bir tane olur maaşında.
Türkiye tüm partilerin Doktor kıskançlığından o hale geldiki, ben şahidim, geri zekalı biri, şurdan burdan bir Uzman yazan sertifika alınca, koskoca TIP DOKTORUNA uzman değil demiştir kıskançlıktan.
Oh olsun bizim Türkçesi geri zekalı demogoji takipçisi halkımıza.
Bu arada biri kendine Uzman derse Türkiye de, kanun ile hapise atacak bir düzen yoktur. Uzman lafı AK partinin abarttığı laftır. Biri kendine Doktor derse, yani 6 yıllık Tıp Fakültesi, Tıp Doktoru diploması olduğunu derse, HAPİSE ATILIR. Doktor ünvanı Türkiye kanunda çok önemlidir. Kanunu vardır.
SAĞLIK politakaları: Sağlık Politikaları çok eğitim düzeyi hak hukuk tanımazsa tanımaz tüm dünyada. Örneğin Amerika da, eğer yarı maaşla, bir Uzman Doktorun yaptığı işi hemşire, diğer Uzman Doktor ile yapıyorsa, Amerika da, azmaaşlı bir hemşire, bir Uzman Doktor ile işinde tutulur, yüksek maaştan vazgeçmeyen Uzman Doktor işten atılır.
Acımasız politikalara karşı kişi ne olacağına iyi karar vermelidir.
Savaş durumunda, uzun süren büyük salgın durumunda(COVID-19 doktorların yarısını öldürmedi, önemsizdir) hangi uzman değerli değişir. Uzmanlar futbol takımı gibidir, yarısı gidince kalanı hiç olur. Genel Dahiliyeci, Genel Cerrahlar, Tıp Doktoru (Bazen Pratisyen hekim denir) ise, futbol takımı olmadada, herzaman bişeyler yapar bağımsız.
Bu politikaları düşünüp, hangi şehirde, hangi tarihte Türkiye desiniz, uxman mı uzman olmamak mı karar verilir. Yine, Kenan Evren zamanı başka, Deprem zamanı başka, Ak parti zamanı başkadır.
Sağlık Politikaları Amerikada İlaç Firmada çalışan başarılı Tıp Doktoru na çok büyük paralar verir. Türkiye de ise öyle bir firma yoktur ki, o işe tıp doktoru girsin.
Peki Türkiye Sağlık Alanında uluslararası ne düzeydedir, bir türk uzman doktor, profesör ün dünyadaki konumu nedşr.
Cevap: maalesef, Amerika olmasa Türkiye de uzman doktor, profesörler hiçbir halt olamazdı. Amerikanın bilimini çalıyor maalesef Türkiye.
Türkiye bir asker ülkesidir. Bilimde asla lider olamamıştır, yüz senedir Amerika dan bilimi alır.
Amerika iyiki bilim seviyor, hemde Türkiye o bilimi kullansın istiyor. Bu gerçek bilinmeden, uzman, profesör lafları havanda su dövmektir. Türkiye maalesef hep jeopolitik önemi nedeni ile asla Sağlık Bilimlerinde dünyada değil birinci, ilk sıralarda bile değildir.
Türkiye nin politikası Amerika da Araştırma Profesörlerinin yaptığını çalmaktır. Hadi siz Amerikayı kopya etmektir deyin.
Veya Türk halkının, Türk uzman doktorların elinde kobay olması demektir.
Karşımda
'ben uzman doktorum, Türkiye TUS sınavı çıktı son yıllarda, onu kazandım, uzmanlık bitirdim, ben dünya çapındayım, 2000 tane türk hastayı 30 yıldır kobay yaptım, Amerika yı çalmadım' derse haklıdır. Ama bu çok çok daha vahim, acınılası bir durumdur. Türk halkına onların ellerinde embesil kobay olmalarını dilerim.
Türk milleti Emar(NMR) çektirmede, herhalde dünya rekorunu elinde tutuyordur. Bence 100 tane çekilen Emar dan, sadece 30 tanesi gerçekten bir işe yaramıştır.
Mesela, tedaviyi şekillendirecek bir durum yok, yine Emar çekmiş. Radyasyon çok zararlı. Türk milleti hiç korkmuyor hiç bir aletin zararından.
Ama işte, emar kobayları bile en çok Türkiye den çıkıyor. EKG, EMG gibi tetkikler şart bazı urumlarda, ama onlarda abartılı oluyor. Hasta korkmuyor azda olsa elektrik verilecek vucuda. Sağlamsan ne gerek var çok sık vucuda elektrik dayatmaya.
Türkiye TUS Uzman doktor sitili işte bu, Amerika nın aletlerini satın alıp, hastada aşırı kullanmak.
Kobay insan ilanla aranıyor Amerika da, ama en azından biliyor kobay diye.
Korkulacak bir durum var, emar ve elektrik verilen tedaviler şahsen insanı ürperten işkencenin acısızı bence.
Her insan bu tedavileri almaktansa, ölmek istediğini, veya izolasyon istediğini vasiyet edebilmeli. Uzman Doktorların korkunç işkencelerine güzel güzel kobay olunuz dilerim.
Çok yakınım akrabalarım arasında var bu uzmanlıkların kurbanları. Yahuu vur silahla zararsız yap, ne elektrik işkencesi yaptın.
Hiç affetmiyorum bu Uzmanlık diye yapılmış işkenceleri.
....
Türkiye bence Elektrikli aletlerin insan vucuduna en çok uygulandığı bir ülke. Ama kobay veya kendi aşırı isteği ile bile olsa, kimse o uygulama sonuçlarını bir yerde sağlık deneyi diye yazmıyor. Amerika olsa okursun o alet ne yapmış yirmi sene sonra, geç komplikasyonları neymiş diye.
Birkaç yıl önce, Fizik Tedavi de kullanılan, Elektrik veren aletleri cinsiyet değiştirmek isteyen, erkek cinsel organını ucuz şekilde fonksiyonsuz bırakmak isteyenlere, o organına elektrik uygulanacak denmişti.
İşte Türkiye bu. Ne oldu sonuç?
O erkekler, cinsel organına elektrik verilenler yirmi sene sonra sağlammı, sağlık durumları nasıl, bakmalı. Türkiye hem kobay yapıyor, hem sonucu bilmiyor, yaptığının uzun vade komplikasyonunu bilmiyor Türkiye uzmanlar. Ben takip ettim, en az 20 uzman doktor, otuz sene ikibin hastaya biçok şey yapmış, ama uzun vadede hiçde bir bok faydası olmamış. Tabii hastaya denen, bak bunu yaptırmazsan sakat kalacan.
Üç kere aşı olanlar tutturmuş, bir kere olmaz doğrusu üç kere olmak. Bunlar dolandırıcılık bence. Birbuçuk yıl aşısız gezdim, sağlığıma iyi baktım Covid19 hastada olmadım. Türkiye bunu araştıran bir sağlık devlet sistemde değil. Peşinde bile değil.
