Sunday, November 23, 2025

Türkiye İstanbul Adli Tıp dünyanın en adi iftiracı heyet rapor veren yerlerinden biridir.


Adli Tıp insanların gidip kendine atılan iftirayı temizleyeceği yer olmalıdır.

Oysa İstanbul Adli Tıp Psikoloji ve Psikiyatri heyetleri sağlam, üstün başarılı insanlara iftira atan, “hastadır” diyen suç örgütleridir.

İstanbul Adli Tıp Psikiyatri ve Psikoloji heyetleri, devlet içi miras çalan vesayet davaları hâkimleri ile örgüt halindedirler. İstanbul Adli Tıp Psikoloji ve Psikiyatri heyeti suç örgütünün ta kendisidir. Sahtecilik timsali TUS sınavı arkasına saklanan Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre uzman belge sahipleri, kısaca “uzman grup”, Türkiye halkını ilaç ve alet firmalarına deney hayvanı, kobay yapmaya ahlaksızca elverişli insanlardır. Bilimsel ahlaksız bu uzman grup, Türkiye halkını dünyaya ahlaksız TUS sınavı üzerinden peşkeş çekmektedir. Türkiye uyuyor mu?

2000 yılından sonra TUS sınavında kimilerinin “ucu açık soru” dediği, aslında bilimsel hiçbir kitabı veya yayını olmayan uydurma sorularla gerçek doktorlara zarar veren sınav yaratılmıştır. Gerçek doktorlar belki bilir cevabı diye, bilim dışı laflarla TUS soruları yapmışlardır. Oysa sınav soru stoklarını çalmışlardır, ancak değerli gerçek doktor bilim sorusunu bime ihtimali yüksek diye, saçma sapan lafları soru yapmışlardır. İlgili TUS sınavı uluslararası bilimsel otoritelerce bilimsel bulunmamıştır. Bilimsel olduğu yıllarda, mesela 1986 da, ise soru stokları az idi bilimsel idi ve çalınmıştı. Türkiye TUS sınavını liseden sonra ÖSYM sınavı başarılılarını kıskandığı için çıkarmıştır. Yani güvenli sınava karşı ahlaksız sınavlar yaratmışlardır.

İstanbul Adli-Tıp Başkanı, ona torpil yapan, onu yurt dışında bok eden, yayın yapmasına yardım eden, minnet duyması gereken dünyaca başarılı çok değerli bir bilim insanına Psikiyatri ve Psikoloji şarlatan heyetleri ile saldırı teyakkuza geçmiştir. Bunlar vatan haini, insanlık hainidir. Vesayet Hakimleri ile birlikte binlerce kadın mirasçının ölümüne, miraslarının vesayet davalarca gaspına işte adli tıp iftira raporları sebep olmaktadır. Artık Adli-Tıp heyetlerin saldırdıkları insanlar, mirasını çaldıkları insanlar, dünyanın mihenk taşı, vatanı sırtında taşıyan gerçek Doktor gerçek bilimcilerdir. 

Bu vesayet hâkimlerinin değerli bilim insanlarına dolandırıcı dosya ve hukuk hileleri ile saldırdığı böylesi bir ülke kendini dünyaya ülke kanunları ile tanıtamaz.

İstanbul Sulh Hukuk 3,Vesayet Hakimi Sibel Tekeli, gerçekten engelli bir vatandaşın, özürlü Aysun-Akı nın, gerçek hukuk dosyasındaki hukuku almış, o hukuku değerli bir bilim insanına yapıştırmıştır. Ve değerli bilim insanı bu sahtecilik nedeni ile, Aysun-Akı olmadığı halde, Aysun-Akı özürlü idi, şimdi ispatlaması lazım özürlü olmadığını, gibilerden, Sibel Tekelinin uydurduğu hukuku çürütmek için zorla rapora yollanmıştır. Oysa o hukuk, o arşivdeki 2 satırlık hüküm, değerli bilim insanı geçmişine ait değildir. 

Yani başkasının diyelim katil kararını suçsuz birine yüklese asliye hukuk (rastlamadım böyle hataya), sonra da o suçsuz kişiye çürüt katil sin gerçeği demiştir. Mesela Almanya da ki cinayet için, Türkiye de birine çürüt katilsin gerçeği demek gibi. Normal hayatından koparıp, rasgele yüklenen bir suçu çürütme görevi insanın tüm hayatını alır. Birden herşeye bloke koyuluyor, katilsin çürüt bunu deniyor. Bu kadar yanlış hükümlerle dosya ile oynaanabilmesi türkiye hukukun sadece suç atma makınesi olduğu ıspatıdır. İstinaf da bazı raporlar iftira haklısın demekte ancak, git adlı tıpdan sağlam rapor al demektedırler. Oysa rapor almasını gerektiren dosya ve hakımı suçludur o yalana uyup yalanı çürütmeye heyet rapor gereksizdir. Yokki Türkişye de bilimciye düşman olmayan, hepsi ifti,ra hastadır rapor veriyor. Diyelim özelde sağlıklı raporu var. Ama köprü başı devlette, özel raporlar sadece suç atarken geçerli, hasta değilim derken geçersiz. Devlet özel hastaneden sağlamdır rapora rapor demıyor.

Türkiye vesayet dava hakimleri böyle sahtecilikle, normal sağlıklı suçsuz insanlara başkasının özürlü hükmünü heyetten raporla çürütme görevi vermektedirler. Bu hukukda sahteciliğin son haddını hakim Sibel Tekeli yapmıştır. Ve utanmadan bilgisayarda yanlışlıkla taraf olmayan insanların adı adresi dosyaya girdi önemsiz demiştir. O önemsiz dediği yanlışa dayanarak, ondan sonraki vesayet hakimleri 4 buçuk milyona el koymuş, tüm mirasçılar o parayı 7 milyona çıkarmış, ama vesayet hakımı yuzunden para sahıbıne verılmemıştır, devlet azıcık faiz vermiştir. 

Vesayet davaları gaspçı hakim, hırsız hakim demektir. Ali Topaloğlu adındaki vesayet hakim milyonlarca haksız ücret gasp ettiği için görevden alınmış ama bu tantanaya vurduğum evrak dolandırma olayı bır saatte çözulebılecekken laf dolayarak yıllarca surmuştur, o hakimin imzası olan kararlarla işkence başka değerli insanlar sürmektedir. Bilim insanı onlıne alışveriş kartlarına vesayet hakımı bloke koyduğundan banka parasına bloke koyduğundan finansal ölüme sürüklenmiştir. Nakit para ile alışveriş veya onlıne çalışma yapılamayan bu devirde hakimın amacı değerli bilim insanını ölüme süruklemek, ilerini çalışmalarını engellemektir. Şansa Amerika yılları olduğu için, henüz ölmemiştir ama en az 2 milyon zarara uğramıştır, ve kurtulabilmiş değildir 2 mılyon tl zarara rağmen. Davayı tek hamlede sahte evrakla başladı duşmelı demek yerıne, Aysun Akı özürlü hasta hukmu çürüt git adlı tıp sağlam rapor al denmıştır. Adli Tıp ise vesayet davası hakım örgütün ıkıncı elebaşıdır. Einstein gelse Istanbul Adli Tıp hastadır aklı başında değildir dşiyen dolandıdrıcı bılım duşmaı heyet personel doludur. Bu ınsanın gece ruyada görse korkacağı bır dehşettir. Bunu adlı tıp heyetler yapmaktadır. Turkıyede polıs işkenceci bilinirdi, hayır TUS Uzm gurup heyetler en zalim işkencecilerdir. Zulum başı vesayet davalarıdır. 

Çok değerli bir bilim insanına Erenköy Devlet Hastanesi gözünü kırpmadan iftira atmıştır. Erenköy Devlet Hastanesinde dünyanın en büyük bilimci doktoruna resmen ehliyeti olmayan geri zekâlı bir psikoloji çalışanı iftira atmış ve ancak istinaf, tam olmasa da, neyseki karşı çıkmıştır. Hastanelerde, dünya biliminde gerçekten başarılı ve ilkeli insanlar işte bu ahlaksız TUS sınavlı Sağlık Bakanlığının uzman grubu tarafından iftiraya uğramaktadır. Kendileri Türkiye halkına alet ve ilaç, aşı deneyi dışında bilimde başarılı olamadıkları için gerçek bilim insanlarına iftira niteliğinde ruh sağlığı raporları düzenlemişlerdir.  Türkiyeyi halkı kobay yapan Sağlık Bakanlığı TUS Uzm gurubu covid19 da maske aşı satışını dünyada bile gereksiz artırmıştır. 

Zaten Türkiye psikologlar liseden sonra ÖSYM sınavında tıp isteyip başaramayanlar olduğundan, karşılarında gerçek bir Tıp Doktoru varsa, onun mirası çalınsın diye onun üstünlüğüne hakaret eden her tür psikoloji ve psikiyatri iftira raporu yazmaktadırlar.

Türkiye devlet hastanelerinde, İstanbul Adli-Tıp da, psikiyatrist ve psikologlar ile vesayet davası hâkimleri birlikte dünyanın en ahlaksız, en ölümcül suç örgütünü yaratmışlardır. Başı ise vesayet hâkimleridir. Vesayet hâkimi eşit hırsızdır. Devlette hırsız olmayan bir vesayet hâkimi artık kalmamıştır.


Ayrıca Sibel Tekeli hâkim, tüm dünyaya hukukun nasıl hukuk adı altında terörizm ile herkese bir katil veya hasta dosyası bulaştırmanın, transfer etmenin ne kadar kolay olduğunu göstermiştir. Böylesi hukuk yanlışlarının takibi bilgisayar yazılımlarıyla, zaman damgası ile yakalanabilir.

Mesela 1000 tane faili meçhul cinayet dosyası esas numarası ile mevcut ise, içinde kesin zanlı değil, birkaç şüpheli isim varsa, o dosyaya bir budak dosya açıp içine gözüne kestirdiğin bambaşka kimlikli birini koyabilirsiniz. Adı başlangıç cinayet dosyası şüpheli olmasa bile, “kimlik değişiyor” deyip masum bir insana “katil zanlısıdır, bunu çürütsün” diyerek cinayet dava dosyası oluşturup kapısına polis ve o sahte isim dolanmış müzekkere yollar, on binlerce vatandaşı katil değilsen ispatla hadi, görevle yıllarca uğraştırabilirsiniz. İspatı, bunu İstanbul Sulh Hukuk 3 Sibel Tekeli yapmıştır. Türkiye’de hukuk bilimi yoktur. Hâkimler 4 yıllık ancak üniversite ancak kazanmış, gerçek liseden sonra ÖSYM ile 6 yıllık Tıp kazanmış, Tıp Doktoru unvanlı diplomalı miras sahibi doktorları kıskanmaktadırlar. Bu kişilerin dolandırıcılıkla miraslarını böyle asılsız suçları çürütmekle geçirtmektedirler. Ve bunu Türkçe anlatmak bile kolay değildir.

Vesayet Davaları Türkiye nin en büyük miras gaspçılık suç dosyasıdır. İstanbul Sulh Hukuk Vesayet Davaları dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş suç şebekeleridir, dünyanın en değerli bilim insanına hakim ve muhasebecisinin kölesi ol düzeni yaratmıştır. Köprü başında haraç kesen eşkiya bu gaspçı vesayet hakimlerin yanında demode kalmıştır. Maaşını elinden alıp, sen maaş kazandın ama sen maaş yemesini bilmezsin, vesayet muhasebeci senin maaşını alacak sana verirse verir denmiştir. Doğru duyuldu. Bunu gaspçı vesayet davası hakim ve muhasebecıleri plana geçirmiştir. Bu Türkiyede vesayet hakımlerının nasıl köleliği kanun adına yaptıklarının açıklamasıdır. Gerçektir, zulumdur, işkencenin en akla hayale gelmeyen çeşididir. Bunu dünyada beceren işte utanmaz gaspçı Türk vesayet hakimleridir. Vesayet Davası numarasını verip bu suç delilin taa kendisidir denmeli, savcı delil aldı kabul etmelidir. 

Görünürde denetim olsada, 3 yıllık bir vesayet dosyasını ele alan başka hakim gasp şehvetine dayanamayıp oda masum insanların mal varlığına gaspa devam etmektedir. Çoğu malları gaspçı hakim ve muhasebecisi tarafından elinden alınarak yokluk içinde ölmüştür vesayet dava vesayet altına alınanların. Türkiye gazeteleri neden bu olaya değinmiyor bilmem. Burada en buyuk dolandırıcı İstanbul Adli Tıp heyetin sahtecilik özelliğidir. Adli Tıp asla asla yem olmuş çok değerli bir insana sağlıklıdır dememe prensibi kendıne gaspçı dostu prensıp edınmış en adli değil, Adi kurumdur. 

Pages