Saturday, June 21, 2025

Nihal Anoreksiya Nervosa dan değil, cezaevi ilgili stres ilgili yaşamını sürdüremedi

Anoreksiya Nervosa herşeyden önce psikologların teşhis koyup doktorluk taslayacağı bir alan değildir. Kazanamadıkları tıp, okumadıkları tıp, insan vucudu ilgili abuk sabuk konuşan, birde teşhis yetkisi varmış atıp tutan psikologlar susun. Türkiyenin nerede beyinsiz tıp-doktoru olmayı kazanamayanı varsa, psikolog olmuş devlette.

Nihal belki, hatta gerçek derdinden çok, Anoreksiya Nervosa dan öldü bilsinler istedi, belki ölmek istediğini söylemeden yaşamdan çekildi. Bilen yok. Ancak Nihal Cand. suçlu veya suçsuz gözaltına alındığı o  30 lu yaş yılı, sanırım o yaşlarda tutuklandı, Anoreksiya Nervosa olmayan biri. Burada 15 yaşında biri konuşulmuyor, ve ciddi bir travma, gözaltı sürecinde stres var. Bari tantanaya vurmayın yanlış teşhisi. Oldukça kaliteli yerken o ortamda çareyi güveni yememekte bulmuşsa buda yanlış değil. Hadi halk atıp tutuyor, şu psikologların liseden sonra kazanamadıkları Tıp Doktoru olamadıkları gerçeğini hazmedememeleri anlaşılmaz. 

Çok lüks mutfaktan hapishenede pis tuvalet, kötü yemek karşısında tavrı o olmuş. Evde salyongozlarım var, kabuğuna çekilip yemiyorlar sevdikleri ortam yoksa, çok nazlılar. Ama vahşi ortama alışmış salyangozlar ne bulsa yiyor. Cezaevi her insana aynı zararı travmayı vermıyor dediğim. 

Yazık olmuş Nihal e. Ayrıca bence eğer önceki eğitimi olmasaydı, hapishaneye de rahat uyum sağlardı, anladığım 4 yıllık unıversıte mezunu veya yakın imiş, olay anoreksıya nervoza değil. 

Üzüntüden öldü demek doğru. Anoreksiya Nervosa değil. Kendini o zayıflıkta herkes gibi aşırı zayıf buluyor. Zaten 30 yıl boyunca daha zayıf olmak için çabası yok. 15 kılo verıp on beş kılo geri almış değil 30 yıl boyunca. 

Ben gerçek bir hasta görmüştüm, oda üzüntüden kaplten zayıflıktan öldü. Ama oda aşırı zayıflamış ve çirkin olduğunu düşünüyordu. Nihal e benziyordu, daha kısa boylu ama sevmeyi sevilmeyi önemseyen dışa dönük bir insandı. Anoreksiya Nervosa ise zayıf veya kendinin normali olduğunu olduğunu idrak etmeyen biridir. 

Hukukçu imiş, oda onun neden mahkumiyetten etkilendiğini açıklar. Keşke serbest yargılansaydı.

Onlarca yıl tek bir defa aşırı kılo kaybı yok Nihal in; aksıne, hep normal sınırda kılolarda. Neyseki o ölümden beter bulduğu o hapishanede, hemde kesinleşmiş suçu bile yokken ölmemiş. Tek teselli bu olmalı. En hasta halinde bile kimseye şiddet uygulayacak bir insan olmadığı ortada imiş. 

Son zamanlarda tahlillerini görmedim ancak aylarca ketozis denilen metabolik bozukluk içinde olduğu fikrimdeyim. Yani psikolojik değil aşırı zayıflık bedeni etkileyen bir durum.  

Ayrıca bu kişilerin birden yemesi de refeeding sendromu, Ani insülin artışı → elektrolitlerin hücre içine girmesi, Ağır hipofosfatemi, hipokalemi, hipomagnezemi ile,

 Ölümcül aritmi ve nörolojik belirtiler yapıyor. Bir kere o hale gelmiş birinin kontrolsuz kilo alacak yemesı de ölümcül. Bedensel bir hastalık oluşmuş Nihal de cezaevinde, cezaevi şartları onun nazlı vucuduna ağır gelmiş. Birden aşırı yememesi belki hayatını uzatmış. 

Mesela 39 kiloda bile kanda kas hasarı ilgili bozukluklar çıkıyor. Ki Nihal 37 kiloya düşmüş cezaevinde, ve uzunboylu. Kan tahlilini görmedim ama ağırlaşmış bir tablo vardı o zaman. Neyseki Türkiye gibi hak hukuk un sadece milli pıyongo gibi uygulandığı ulkede 37 kıloda serbest kalmış. Bu kişiler genelde birden yemiyorlar o kiloda, bu hem bazı organlara zararı artırıyor, ancak dediğim gibi ani ölümü birden aşırı yemek de yapabiliyor. 37 kiloda kan tablosu ile belirgin hasta olmuştu bence Nihal.

37 kilo dan iyileşebilir, anne olabilirdi. Fakat cezaevinde geçen süre işsizlik, parasızlık yapmış. Onların dünyası çok değişik ve para kazandığı kişilerden de uzaklaşmış. Psikolojik sorun değil, cezaevi sorunu onu hasta etti. Türkiyede birçok insana dava sonuçlanmadan bile bilip bilmeden iftira atılması suçtur. Aksi ispat edilene kadar herkes suçsuzdur. Binlerce haksız düşen dava esnasında, sonuçlanmamış davayı sonuçlanmış farzedip davranan ceza almalıdır. 

Benim genç bir akrabamı neyse 39 kilodan geri döndürdük. Hatta anne olacak yakında. 

Akrabamda ise çok güzel bir kız olmasına rağmen, vucudunda kusur bulma huyu vardı. Hatta Doktor olmamasına rağmen bir iki tartıma dayanarak, metabolizma bilmemesine rağmen vucuduna aşırı yağlı, şöyle böyle kusurlar uydurmuştu. Kendini 5 yaşındaki haliyle genç haliyle kıyaslıyordu, ki söyledikleri doğru idi, 5 yaşındaki vucudu artık 20 li yaşlarda daha yağlı idi. 

Oysa insanlar yaşlanır ve vücutları değişir, bu normaldir öğrenmesi zaman aldı. Gerçek Doktorlar yerine, yanlış kaynaklardan eksik bilgi ile vucudunu yanlış buluyordu. Ayrıca yıllarca bilgisayar başında oturmaktan, ev işi yapan bayanlara göre aşırı zayıflığına göre gerçekten belki daha yağlı idi, ancak kendi seçimi okullarda dirsek çürütmek, herşeyin, diplomanın bedeli var. Gerçek tıp doktorları bunu bilir, vucut normalliği geniş ve bireye bağlı değerlendirilen bir ölçü. Aklı başında idi ama yanlış propogandalar yüzünden yanlış tanımlamalar yapıyordu. Neyseki laboratuar tetkiklerini anladı, gereken tedaviyi uyguladı. Ölmedi çok sevindik. Onunda stresli olduğu bir dönemi idi. Oda etrafı onu seviyormu düşünen, başka insanların sevgisine aşırı ihtiyaç duyan biri idi, dışa dönük biri idi. Aşırı sosyal baskı bu gençleri yanıltıyor, aşırı sosyal insanlar yanlış düşük düzey sosyal ortama kapılıp bilgi kirliliğine, yanlış fıkıre sapabılıyor. Çocukluğundan beri iştahı genelde az idi. Psikolog anlamaz ki metabolizma bilim bimezki konuşsun açıklasın. Bilgi kirliliğini çözecek gerçek DR lere de Türkiye kıskançlığı bitmedi. Çoğu gerçek DR de kendine para getirecek mühendislik alanda çalışıyor. Yurdışına gidiyor. 

Birçok insan yaşlanmayı vucudu değişmesine rağmen zafer görürken kimi sosyal baskı nedeniyle 60 yaşını 15 yaş ıle kıyaslayıp, kendınde kusur buluyor. Bunu sosyal baskılar yapıyor. Aşırı sosyallık yapıyor. Böyle sosyallık olmaz olsun. 

Ayrıca Metabolizma bir bilimdir ve psikologu bilmem nesi bu alanı hem bilmeyip hem atıp tutması yanlıştır. Mesela ufak tefek olup 35 kıloda bıle sağlıklı olan kan tahlılı herşeyı normal olan vardır. O nedenle DR ihtiyacı var. Her insana ayrı teşhis yapılır. Gerçek Doktor a değerini vermeyen kendi zarar görür. 

Nihal de kesinlikle kendini aşırı yağlı bulma yanlışı söz konusu değil. Cezaevine girme travması ona çok zarar vermiş. Galiba erkekler ve üniversite okumamış, nazlı olmayan  insanlar cezaevi stresinden kolay kurtuluyor. 

Türkiye hastanelerinde mesela Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesi bazı psikoloji çalışanları asıl hapishaneye atılmalıdır çok sağlıklı insanlara vesayet davası iftira hasta rapor atmaktan. Türkiye hukuku devlette çalışan psikologların yarısını hapise atmalıdır iftira rapor vermekten. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Lütfü Kırdar Kartal Şehir Hastanesi, Adli-Tıp psikoloji çalışanlarının tek maaş işi var, sağlıklı insanlara hastadır deyip kısıt altına aldırmak, iftira atmak, mıraslarını ellerınden almak. Zaten bu psikoloji çalışanları kukla değilse, yani iftira rapor vermiyorsa, orada devlette iş bulamıyor, devlette çalışamıyor. Psikoloji çalışanlarını gözaltına alın, onlar daha suçlu Nihal den. 

Sanki herşey doğru da bu kızdan bulacaklardı hukuku. Türkıyenın bugün en buyuk sorunu devlet hastanelerınde psıkolojı alanı çalışanlarının vesayet dava ilgili sağlıklı ınsanlara hasta rapor vermelıdır. Vesayet altına almalarıdır. Bu psikoloji çalışanları Türkiyenin en değerli bilim insanlarının beyin ürünü değil, kalkmış o günün modasını giymiş giymemiş iftiRASI ATMIŞLARDIR. oH OLSUN O PSİKOLOGLARIN BEBEKLERI ÖLMÜŞSE. O ölen bebeklerin hemşireleri çok modaya uygun, şıkmış bebekleri ölürken istedikleri gibi. Ama gerçek Dr bilgisine danışmayı, gerçek Dr nasıl bılmemışler. Bu dünya tarıhının en buyuk suçlarından bırıdır ve psıkolojı alanı çalışanları bunu hep yapıyor. Özelde çalışan psıkologlar ise durust. Zaten ondan onları kımse adlı tıp veya devlet psıkolojı alanda çalıştırmamış. 


Nerde savcılık, neden kendine Erenköy Hastanesinde iftira atıldığı, zorbalık yapıldığını söyleyenlerin en son gıttığı yer yıne daha beter iftiracı, dolandırıcı psikoloji çalışanlarının, en sahtekar iftiracı psıkolojı çalışanlarının olduğu Adli Tıp. 

Neden devlet İmamoğluna takmışda, devlet hastanelerinde psikoloji alanı çalışanlarının işlediği bu büyük suç ihbarını değerlendirip o psıkolojı çalışanları hapse atmıyor. Savcılık nerede, neden psikoloji çalışanları sapasağlam insana işkence altında dolandırıcı rapor verebiliyor, iftira atıyor ruh hastalı var dıyede, savcılık bu şikayetleri değerlendirmiyor da daha beter dolandırıcı iftira rapor veren adli tıp son kesin iftirayı atıyor sapasağlam insanlara.

Neden psıkolojı alanı sadece insanlara iftira atarak maaş alıyor. Bu büyük suçla neden hiçbir makam savcılık uğraşmıyor. 

Bır ınsanı öldürmemiş, kimseye iftira atmamış. Nihal kaldıramadı ona kesinleşmiş birşey yokken hapis uygulanmasını. Dediğim gibi neyseki hastanede öldü. O bile şans.

Ayrıca sonrasında o çocukca daldığı raht davrandığı ortama korkuyla dönmüş, acaba bunu dese suçmu düşünmekten eski akıcılığını kaybetmiş. Oysa o herkese güvenen hali ile tanınmış.

Kara parayı aklayanı yakalasın Nihal i değil. 

Başka Nihaller ölmesin demeyeceğim, nedeni üniversite diplomalı ve o dünyadan para kazanan çok kişi yok. 

Bardağın dolu tarafını görelim. En azından 30 yıl yaşamış. Ve belli cezaevine girinceye dek az çok mutlu imiş. 

Ötenazinin bir çeşidini mi uygulamış, bilmiyorum. Birçok ülkede Nihal gibi ortamlarda bulunanlar muhakkak ilaç bağımlısı, alkol bağımlısı oluyorlar, veya zorla o hale getirilıyorlar, ilginç, Nihal ilaç veya madde bağımlısı olmadan onca yıl o ortamlarda survive olmuş. 

Çok çocuksu, daha 5 dakıkada onun kımseye zarar verecek biri olmadığını anlıyoruz. 

Dediğim gibi salyongozlar bile bazen lukse alışınca, her ortam katlanmıyorlar, kabuğuna çekılıp orada ölüyorlar.

Ayrıca bir diğer konu. Nihale birde vasi atayıp işkence edilmemiş. Kendi yaşam tercihinde son günlerini birde vesayet davası, maaş için her iftirayı atan devlet psikologları, asli tıp psıkologların şerrine mirası olmadığından neyseki uğramamış. 

1. Hapishaneden hastaneye çıkmış

2. Vasi atanmamış neyseki.

En azından hür vesayet davası işkenceci psıkolojı çalışanlarının şerrine uğramamış. Buda onun şansı.

SAVCILIK TURKIYE DEVLET HASTANELERINDE ÇOK SAĞLIKLI İNSANLARA MAAŞ KAPMAKİÇİN İFTİRA HASTADIR DIYEN PSIKOLOJI ÇALIŞANLARINI HAPISE ATMALIDIR. 

Pages