Sunday, August 3, 2025

Liseden sonra Tıp Fakültesi puanı yetersiz, torpille tıp fakültesi ne girmiş uyduruk nöroloji uzmanlarının kıçından insanlara EEG ve EMG yapmaları suçtur. fraud-TUS sınavı işkencecileri uzman yapıyor.

 Not: Ben herhangibirine testi vasi ataması gerektirir diyen Adli Tıp uzmanı, Psikolog veya Nörolog u noter huzurunda, soruları çalmadan, aynı teste tabii tutmayı öneriyorum. Yemin ediyorum liseden sonra ÖSYM sınavında hakkıyla yeterli puanla Tıp Fakültesi kazanmamışsa, o adli-tıp uzmanı nörolog, psikiyatrist veya psikologların hepsi demans çıkıyor. Hatta bu dünyanın başka ülkelerinde bile böyledir. O sorular sadece cevapları çalınırsa geçilir o eksik beyinlilerce. Buna rağmen utanmadan o testi ona buna yapıp o demans diyorlar. Türkiyede o sorulara erişen halk çok azdır. 

O sorular youtube da bile var ama türkçe kaynak yok. Hatta sorular çalındı diye ihbar etme durumu bile yok, beyinsiz psikologlar bu kuralı erkenden yok etmişler dolandırıcılıkla. Öyle çökmüş bir sistem ki ihbar etmeni bile engellemişler. Kendi demans çıkıyor sorular çalınmadan da, ne hakla kalkıyor ona buna testi yapamadı demek hakkını kendinde görüyor.

Beyinsiz dolandırıcı devlet çalışanı psikologlar.

Peki ne cesaret kendileri geçemedikleri testi ona buna yapıyorlar.

İşte bu yanlıştır. Bunu bin kere anlatıyorum, ama turkıyede kanun yok. Bu defa soruları çalınan dolandırıcı TUS sınavı çıkarıyorlar. 


--------------------------------------------------

✅ Vesayet Kararında Asıl Gereken: Psikolojik ve Nöropsikolojik Değerlendirmelerdir, EEG, EMG değil. Ayrıca vesayet davasını iftiralarla açmak büyük suçtur, değerli insanları vesayet davası ile heyetlere göndermek, rapora zorunlu tutmak büyük suçtur. 

Vesayet (vasi atanması) için:

🔹 Yeterli Olanlar:

  • Mini Mental Test (MMSE)-Demans

  • MoCA Testi

  • Saat çizme testi

  • FAB – Yürütücü işlev testleri

  • Psikiyatrist ve/veya nörologun muayene ve gözlemleri

  • Heyet raporu (yalnızca test sonuçlarına dayalı olarak düzenlenmiş olmalı)


🚫 Gereksiz Olanlar:

  • EMG (kas ve sinir testi):
    → Tamamen fiziksel sinir-kas iletimini ölçer. Felçli olup kararı yerinde olan kişiye EMG yapılmasının hiçbir anlamı yoktur.

  • EEG (beyin dalgası kaydı):
    → Epilepsi ya da bazı spesifik bilinç bozuklukları dışında vesayetle doğrudan ilgisi yoktur.
    → Ayrıca EEG geçici anormallikleri gösterebilir; bu da kişinin karar veremez durumda olduğunu göstermez.

  • MR (Manyetik Rezonans):
    → Varsa kitle, travma, enfarktüs gibi beyin hasarlarını gösterir ama kişinin karar yetisini ne kadar etkilediğini göstermez.
    → MR sonucu bozuk olsa bile, testlerde kişi normalse, vasi atanamaz.


⚠️ Yani: EMG, EEG, MR = VESAYET İÇİN ŞART DEĞİLDİR!

Bu testlerin yapılması:

  • Tıbben gerekli değilse, sadece hastaya eziyettir. Hastaya zarar vermektir. Hastaya elektrik verip zarar vermektir. 

  • Karar alma yetisi testlerle ölçülüyorsa, başka cihazlı testler boşuna yapılmış olur.



🛑 EMG, EEG, MR = Vesayet İçin Şart Değildir!

🔴 Bu testlerin yapılması:

  • Tıbben gerekli değilse, uygulanması hastaya eziyettir.

  • Gereksiz yere EEG veya EMG uygulanması, özellikle hasta epileptik değilse ya da kas-sinir hastalığı yoksa:

    HASTAYA ZARAR VERMEKTİR.


⚡️ EMG ve EEG Elektrik Uygular – Tıbbi Gerekçe Yoksa Bu Bir Müdahale Suçudur

TestElektrik UygulamasıTıbbi Gerekçe Olmadan Uygulanırsa
EEGBeyne dolaylı olarak elektrik ölçümüne yönelik bağlantılar yapılır. Kimi zaman uyaran verilir.Epilepsi şüphesi yoksa yapılması etik dışıdır
EMGCilt altına iğnelerle elektrik verilir ve kas yanıtı ölçülür.Kas-sinir hastalığı belirtisi olmayan kişiye yapılması eziyet ve işkenceye girer

📌 Epilepsi şikayeti olmayan bir kişiye EEG çekmek için elektrik verilmesi, etik dışı olduğu gibi:

⚖️ Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesine göre “kasten yaralama” ve 109. maddesine göre “hürriyeti tahdit” suçları kapsamında değerlendirilebilir.


🧠 Zihinsel Durum Testle Ölçülür – Cihazlı Tetkiklere Gerek Yoktur

  • MMSE, MoCA gibi testler ile kişinin karar verme yetisi, hafızası, dikkat düzeyi, gerçeklik algısı doğrudan ölçülür.

  • Bu testler tam puana yakınsa, kişi akli melekelere sahiptir ve vasi atanması hukuka aykırıdır.

  • Bu durumda EEG, EMG, MR gibi tetkikler:

    Boşuna ve zararlı müdahalelerdir.


✅ Sonuç: Hukuki ve Tıbbi Olarak

  • Epilepsisi, kas-sinir hastalığı, beyin tümörü gibi açık nörolojik gerekçeler olmadan EEG veya EMG gibi testlerin yapılması:

    • Tıbbi etik ihlali,

    • Hastaya zarar verme,

    • Kasten yaralama veya kötü muamele suçu,

    • Hukuki geçersiz vesayet raporuna yol açma anlamına gelir.


📌 Hukuki Dayanak

Türk Medeni Kanunu Madde 405-409:

  • Vasi atanabilmesi için “akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kendi işlerini görememesi” gerekir.

  • Bu da ancak nöropsikolojik testler ve uzman gözlemiyle belirlenebilir.


Özetle:

TestVesayet İçin Gerekli mi?Açıklama
MMSE, MoCA, FAB✅ EvetKarar verme ve bilişsel yetiyi ölçer
EEG❌ HayırEpilepsi varsa yardımcı olur ama şart değildir
EMG❌ HayırKas-sinir testi; zihinsel durumla ilgisiz
MR❌ HayırBeyin hasarını gösterir ama karar yetisiyle ilişkisi dolaylıdır
Türkiye devlet hastaneleri vasi atama davalarında sağlam insanlara nörolojik muayene adı altında gereksiz işkence elektrik veren EEG ve EMG gibi testler yaparken sağlam insanları sakat bırakmaktadırlar. Türkiye Psikiyatri, Psikoloji ve Nöroloji alanı çalışanlar sadece sahteci hakimlerle çete organizasyonu içinde sağlam insanlara testler yapıp zarar veren işkenceci uzmanlardır. 

Türkiyenin beyinsiz psikoloji çalışanları, nörologları ve psikiyatristlerine kalsa dünyada tek devlet lideri lider olamazdı. Bu nörologlar psikiyatrist ve psikoloji çalışanları sadece kıskandıkları değerli insanlara, değerli bilimcilere düşmanlık için çalışıyorlar, tehdit ediyorlar. Hepsi işkencecidir. Kendileri MOCA testinde geri zekalı çıkan psikologlar ona buna bok atıyor. EEG, EMG NMR testleri insana zarar veren testlerdir. Amaçları sağlam kişilere bu testleri yapıp zarar vermek olan Türkiye uzmanları cezalanmalıdır. Nerede liseden sonra ÖSYM kazanamayan varsa, bakıyorum Psikiyatrıst, psikolog veya nörolog olmuş, sahteci hakimler, hukukçularla insanlara zarar veriyorlar. Bilmediklerini bilmiyorlar ancak hepsi hemde kötü niyetli uzm çetesi. 

Türkiye Devlet Hastane heyetleri hukukun karalama, iftira hastadır raporu verme yeri olmuştur. Kişi bu devlet hastanelerine, Nöroloji Psikoloji Psikiyatri bölümlerine gitmeyi red etmelidir. O testlere giren sakat çıkar. Türkiye devlet hastaneleri özellikle İstanbul Adli Tıp hukukçuların kuklası işkence yerleridir. Bu rezaleti dünya, Avrupa, Amerika  duymalıdır. 



Türkiye'nin soru bankası çalıntılı TUS sınavı ile uzman olduğunu söyleyip bok konuşan tüm devlet hastanesi uzmanlar aksine insanlara zararlıdır. Vesayet davası tetkik diye gereksiz testlerle mağdura test yapan devlet hastanesi uzmanları, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesine göre “kasten yaralama” ve 109. maddesine göre “hürriyeti tahdit” suçları kapsamında gereksiz EEG, EMG ve NMR tetkikleri nedeniyle yargılanmalıdırlar. Şu anda en az 20 dünya liderine bu EEG, EMG, NMR , psikoloji test veya tetkiki yapsan, kusurlu hastadır çıkar. Ancak karar verebilmeyi ölçmez bu testler. Elektrik her yere veriyor bu test, bu teste akıllı giren elektrikten zarar görüp aptal çıkabilir. Enaz birkaç milivolt elektrik veriyor bu EEG ve EMG testler. NMR vucudun doğal metal yapısı ile kısa sürede olsa oynuyor. Bu testin amacı sadece ağrısı, şikayeti olan birine test yapmaktır. 

Mesela İlker İnanç adında bir mağdura bu testleri yapıp zarar vermek istiyorlar bence. Türkiye devlet hastaneleri heyetine Vesayet Davası üst yazı ile gidenlere işkence ediliyor tetkik esnada. Ben sadece psikolog, psikiyatrist ve nörologların sağlam insanlara tehdit ve test bahanesiyle zarar verdiklerini, vesayet davası heyetlerini kötüye kullandığını söylüyorum. Ben bu kişinin bu tetkiklere girmeden önceki konuşmasını çok sağlıklı buldum. Gereksiz yere bu kişiye elektrik vermenin, NMR yapmanın anlamı yok. Eğer şimdi hasta çıkarsa, devlet hastaneleri gereksiz tetkiklerle bu kişiyi hasta etmiştir. İlker İnanç ın evlatlığını da vasi altına almalı diyen olabilir. Kıçından herkese vesayet raporu tutturmak suçtur.

Olayın hukuki boyutu, vesayet davasında mirasın nasıl kalması gerektiği mevzum dışıdır. Ben sadece heyet hastanelerin gereksiz ve yanlış tutumunu kınıyorum. Ayağı sakat, kolu olmayan, birçok uzman veya hukukçu vardır. Nörolojik bozukluk o kişinin karar vermesi, beyin çalışması ile ilgili değildir. Bunlar bu sahtekar dolandırıcı psikoloji, psikiyatri, nöroloji uzmanları faydalı olacak tıbbı tehdit ve zarar işkence yeri yapıyor.

Türkiye hatta dünya kanunları yetersiz belki miras bırakma konusunda. Bunu heyet raporlarından değil, hukuk ile düzeltmeli. Baba başkası ile evlenmiş, evlatlık aldığı kızına miras bırakmamış, bu baba deli mi? Bunu heyet raporu ile açıklamak yanlış. Bu babayı ben dinledim, yaşına göre hele çok sağlıklı. MOCA testi, mini mental test, MMPI2 test ve birçok psikolojik testte demans çıkıyor bu kişi. İyi ama Türkiye’de istisnasız tüm devlet hastaneleri psikologlar, nörologlar  kendi yaptıkları bu adını verdiğim testlerde, soruyu çalmamışsa, demans, deli çıkıyor. Tabii sahtekar devlet psikologları, bu testleri yapanlar, hepsi bir olup soruları çalmamışsa teste girmeyi red ediyor. 

Bu kişi o yaşına kadar çalışmış, dinlenmesi gerekir, neden onu gereksiz tetkiklerle davalarla yoruyorlar. İ.İ. isimli kişinin zaten sadece parayı yiyecek derecede karar düzeye ihtiyacı var. Geçmiş kazanması yeter ona. Beyinsiz devlet hastane psikologları bok olsa liseden sonra ÖSYM’de tıp kazanırdı. Bunlar komünist, hırsız.

Neden hukuk ayrıntılı değil? Baba öz kızını red etse bile neyse ki kanunda yüzde 30 gibi bir payı her zaman var. İnsanlar yaşlanınca kendilerine bakacak ortam bulamıyor, bakıcılar bebekleri öldürmüş, aynısı yaşlılara oluyor Türkiye’de hatta tüm dünyada. 

İnsanlara vesayet davası açılması bile bence ağır suçtur. Hakimi, devlet hastanesi sağlık heyeti cezalandırılmalıdır. Gençliğinde çok kazandı diye neden herkes değil o heyete girip sağlıklı rapor almak zorunda ki. Suç işlememişse sana ne. Sen git kadın katillerini önceden keşfet. Yahu bunlar devletin vurguncu çetesi zengin insanları vesayet altına alıp vurgun yapıyorlar. Psikologlar kendileri başaramadıkları testleri işkence altında vesayet altına almak istedikleri mağdura yapıyor devlet hastanelerinde. Devlet hastanelerinde vesayet altına alınmak istenen insana tetkik diye zarar veren işlem yapılıyor. 

Bir insanın eğer adli sicili temizse, suç işlemiyorsa, adını soyadını, parmak izli kimliğini veriyorsa, ona vasi atamak, vesayet davası tetkik yapmak işkencedir, suçtur. Onun mirasını gaspa bahaneyi devletin hırsız çetesi yapmasıdır. Vesayet davası yanlış açılması ağır suç olmalı, vesayet hakim, hapis cezası almalıdır. Tazminat ödemelidir. 

Uzmanlar, hakimler cezalandırılmalıdır. Mesela İ. Kıraç, bir paragraf konuşup, “Ben Kıraç, kimliğim burada, parmak izim burada, ben bir ömür çalıştım, birçok önemli iş yaptım. Artık paramı yemek zamanı. Ayrıntıyı şu belgede bak.” Bu kadar kısa özgeçmişini veriyorsa, ona tetkik eziyet yapanlar işkenceden ceza almalıdır. 

Bu kadar kısa konuşuyor bu kişi. Kalanı devlet adı altında bu insana gasp, işkencedir. O yaşında kaç günü kalmış insanın günlerini çalmaktır. Katolikler ilk evlilik dışındakileri evlilik saymıyorlar, o fikirde değilim, olanlar onu kanun teklifi yapsın. İlk eşini hatırlamıyormuş, bence hatırlasa şizofren olurdu, iki karıyı aynı anda seviyor diye. Evlilik anlaşma yapılsın, çocuk başka evlilikte ne olacak, imza atılmalı. O halde yeni kanun bakın, ama devlet hastaneleri uzmanları tetkik işkencesini bırakmalıdır. Babalar çocuklarına diğer evlilik eşleri olsa da servet nasıl bırakacak, kanun olmalı. Kusur odur. Heyet hastaneleri işgüzarlık, sahtecilik, iftira yapmamalı.

Bu kişinin diyaloglarında ben hiçbir hasta hali görmedim. O yaşa gelince, beyinsiz psikologlar ne olacak, takip edilmeli. Ayrıca bu kişi şu anda işe başvurmuyor veya herhangi bir işte çalışacak durumda olması da gerekmiyor. Parasını harcama yeteneği olduğu ortada. Türkiye devlet hastaneleri bu kişiye bu kadar hakaret ettiyse, kesinlikle örneğin NMR veya elektrik akımı verilerek yapılan testlerde bu değerli kişinin beynine zarar da vermiş olabilirler. Türkiye İstanbul Adli Tıp ve devlet hastaneleri, bu kişiye tetkikler esnasında zarar vermiş olabilir. Güvenmiyorum.

Bu kişinin mini mental testi soruları çalmadan sağlıklı bitirmesi imkansızdır. Psikologlar soruları çalıp geçiyor o testi. MOCA testinin cevabını tüm psikologlar çalıp geçiyor. Burada Psikoloji nin alan olarak çok şımardığını, gerçek bilimden uzaklaştığını şıkayet ediyorum. Evvelden bu testlerı her hastaya değişik liseden donra ÖSYM kazanmış tıp doktoru yapardı. Onlara haset düşman psikologlar türkiye de bu değerli Tıp Doktorlarına karşı da düşmanlık yapmıştır. Bunlar dürüst olup fraud-TUS, soru çalıntılı tus karşıtı diye psikologlar işte bu demans mı değilmi testi yapan doktorlara da hakaret edip vatan hainlığı yapmıştır. Bu dediğim testlerde sadece lisden sonra ÖSYM puanı yeterli olan tıp doktorları soruları çalmadan sağlıklı çıkıyor.

İnan Kıraç bence rahat bırakılmalıdır. Yaşına göre çok sağlıklı, bu insan rahatça parasını yemelidir. Hürriyetini kısıtlayanlar cezalandırılmalıdır. Sadece para yiyecek, akli melekeleri hâlâ sıradan bir beyinsiz devlet psikologdan, nörologdan, psikiyatristten  daha iyidir. O kadar çok çalışmış bir insan keyfine bakması gerekirken davadan davaya, hastaneden hastaneye sürükleniyor, yakasını bırakın bu insanın. Kanunlar eksiktir, o ne yapsın? İ. İnanç bırakın yeni eşiyle evli kalsın. Onu iptal edemezsiniz. O halde Türkiye’de herkesin evliliği geçersiz olsun. İ. İnanç’ın öz kızı değil, “kızı” denen kişi. Benim babam bana “öz kızımsın, bu önemli” demişti. Gözleri onun da renkliydi. Evet, eksiklik var kanunda, öz olmasa da evlat edinmiş ama bunu beyinsiz psikolog, nörologlar, psikiyatristler düzeltemez. Türkiye’de vesayet davalarının yüzde 99’u devlet eliyle hukukçu ve devlet hastanelerinin zengin insanların parasını gaspıdır. Devlet hırsızlığıdır. Yazıklar olsun.

Türkiye'nin İstanbul adlı tıp kurumu, sadece çetelerin kuklası bir kurumdur. İşkencenin gün yüzü görmemiş çeşidi, İstanbul adli tıp işidir. İstanbul Adli Tıp Kurumu, bilimin yüz karasıdır. Orada çalışanlar hırsız çetesidir. İnsan, “Adli Tıp doğruyu söyler, gideyim doğru çıksın diyeceği bir Istanbul Adli-Tıp kurum yoktur. ”; insan Adli-Tıp Kurumu son doğru sözü söyler der tüm dünyada, ancak İstanbul Adli Tıp için bu geçerli değildir. 

Vesayet Davası ilgili heyetler, Nöroloji, Psikiyatri, hele ki beyinsiz psikologların bulunduğu hırsız çetesi, Adli Tıp’tır. Tüm dünya Vesayet Davası ilgili İstanbul-Adli-Tıp kurumunun ne çok insana iftira attığı, hastadır vesayet altına alınsın dediği hırsız çetesi bir kurum olduğunu bilmelidir, duymalıdır. 
O Vesayet Davası ilgili Adli Tıp uzmanların hepsinin ebediyen uzmanlıkları alınmalıdır, cezalandırılmalıdırlar. Ayrıca, Adli-Tıp gibi kurumlar TUS, dünyada soru stokları çalınan, en aşağılık dolandırıcı sınav bilinen TUS kadrolu uzm kişilerin yeridir. Yani Adli Tıp ta olanlar zaten soru stok çalıntılı fraud-TUS sınavla oradadır.

Adli Tıp laboratuarlar ise şimdilik normaldir. Ancak Vesayet Davası miras hırsız çetelerle iç içe bir kurumun herşeyinin tam bozulacağı bellidir.

Pages