Tuesday, August 5, 2025

Türkiyenin beyinsiz gerçek diplomalı devlet hastane psikologları -

 Türkiye nin gerçek diplomalı beyinsiz devlet hastanesi psikologları, örneğin Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi psikologlarının yarısı ve Lütfi Kırdar hastane psikoloji çalışanları, Uzm Zeynep Demirok. Vesayet davaları ile çete halinde insanların maaş ve paralarını gasp için kimbilir kaç değerli bilimciye işkence vasi atayıp vesayet dava ile işinden alıkoydular.

Beyinsiz psikologlar, devlet hastanelerindekiler, vatan hainidir. Türkiye eğer bilgisayar bilimde ileri olsaydı bu tür bilgisayar üstünden sahte diplomalılar olmazdı. Ne yapıyor Türkiyenin psikoloji devlet hastane çalışanı, bu sistemlerde müfettiş olacak bir bilgisayarcı, değerli bilimci varsa, hemen iftira bir vesayet dava sonu, değerli insanlara iftira hasta raporu ve değerli insanları yok etme. Vatan haini bu psikolojı çalışanları beyinsiz işte. Bilgisayarcılara saygısız bilime saygısız bu diploma skandalının da sorumlularındandır. 

Beyinsiz devlet hastanesi psikoloji çalışanları liseden sonra ÖSYM sınav beyinmsizliklerinin aşağılık duygusu ile türkiyenın müfettiş lideri liseden sonra gerçek ÖSYM kazanmış tıp doktoru kıskancıdırlar, mühendis kıskancıdırlar. 

Bu sahte diplomalılardan bir tanesi benim bulunduğum devlet kurumdaydı. Onu orada çalışan, diploması düşük kişiler “Bak, gör diplomalılar ne halde” diye seviyordu. Varlığıyla, sahte diplomasıyla gerçek diplomalıların, gerçek liseden sonra ÖSYM sınav kazananların  diplomasını aşağılıyordu. Türkiye’nin en zor diploması olan gerçek ÖSYM, gerçek Tıp Doktoru diplomasını aşağılıyordu. Tıp doktorunu kıskananlara güç veriyordu. Zaten fraud-TUS sınavı bu kurumda yine baş tacıydı, TUS dolandırıcıdır gerçeği inkâr ediliyordu.

2025’te sahte diplomaların oluşturulma yönteminde diploma veren yetkililerin imzaları çalındı deniliyor. Benim bahsettiğim bu kişi 2020 veya daha önceki yıla ait; Çukurova veya benzeri bir üniversite. Tam adını kişiden bulmalı. O zaman e-imza değil, direk bilgisayar sisteminden yapılmış olduğuna inanıyorum. O dönemde e-imza ile olmuyordu o diplomalar. O teknolojiden önceki ama yine bence bilgisayar mühendisliği bir teknolojiden idi bu dediğim kişinin sahte diploması. Kendisi yapabilecek bilgide değil. Ayrıca üniversite matematiği isteyen, sözel olmayan bir alanda aldığı için sahte diplomasını, onun diplomasının eğitiminin sahte olduğunu anlamak zor olmadı benim için. Ama diyelim hukuk işlerinde çalışmış, hukuk diploması almış sahtecilikle, onu biranda anlamak kolay değil. Bir bakıyorsun üç beş kanun madddesini geveliyor. 

Bu kişinin babası uzun yıllar dürüst çalışan memurmuş. Üniversite mezunu değilmiş, kendisi bu sahtecilikleri çevirecek bilgide değildi, ona bu sahte diplomayı alıp onu kullandılar mı bilmiyorum. Daha sonra İlhan Varank Şehir Hastanesinde ofis, getir, götür  işlerinde çalışıyormuş. Dediğim gibi o diplomaya ihtiyacı yoktu, maaşını artıran bir şey değildi. Yinede insanı ürperten, güveni sarsan, insanın şevkle görev yapma görüşünü etkileyen bir olaydı. 

https://youtube.com/shorts/8cP8PvwYy6c?si=JedKJO2fo4Ql4Dbw    burada anlatılanlar bence yüzde yüz doğru. Benim bahis ettiğim kişi bence böyle bir şirketten almadı, o çok eskiden almış. Hatta para verecek durumda biri değildi o. Ancak bu sahte diplomalar milletvekili, bakan, uzman, hakim, eczacı, kiralık diploma işe yarayan her bölümde var. Binlercesi varken benim tek bildiğim bir çocuk genç hastanede cerrahide sahte doktor yakalanmıştı, sadece o hapiste yattı. 

E-imza teknolojisinin çok ileri mühendislik teknolojileri ile kırılması çok zordur, Türkiye de öyle haker pek yoktur. E-imza sistemleri genellikle RSA 2048-bit veya daha güçlü Eliptik Eğri (EC) 384-bit algoritmalarla korunur. Bu algoritmalar, günümüz bilgisayarlarıyla kırılması pratikte imkânsız olan matematiksel yapılar sunar.

Peki, o kişinin diplomasının sahte olduğunu tek ben mi anladım? Neden o çalıştığım kurumda, en az 2000 kişilik devlet kurumunda, “o diploma sahtedir” diye 2020 yılından önce açılması gereken soruşturma açılmadı? Belki de maaşı ve kadrosu o sahte diploma ile olmamıştı. Ancak ona rağmen, o sahte diploma çok değerli, gerçek diplomalı insanlara mobbing yapıyordu yine de. Gerçek diplomalı insanları aşağılıyordu. Üniversite giriş ÖSYM sınavını, üniversite diplomasının değerini aşağılıyordu. Oysa onun diplomasının sahte olduğunu ben anlamıştım, onu test yapıp. E-Devlet’te Çukurova sanırım, öyle bir üniversitede ön lisans mezunu görünüyordu. Hangi dersleri geçmiş bakmadım. Çıktısı E-Devlet’ten, onun kimliğiydi. O elektronik mezuniyet belgesi, en az yirmi ders geçmiştir demek. Peki, bu kişinin etrafındakiler bu kişinin sahte olduğunu anlamadı mı? Bence anladılar, ancak herkesin derdi öyle büyük ki, onunla uğraşmaya sıra gelmedi belki. Ayrıca, ben şahsen sahtekâr hâkim Ali Topaloğlu ve iftiracı Erenköy Hastanesi psikoloji çalışanları varken, bu sahte diplomalı kişi oradan ayrıldı, ne yaptı, bakmadım; bakacak değilim. Ali Topaloğlu’nun hâkimliği, hukuk fakültesi sahte. Bununla ilgili yazılarla uğraşmaya bile para ve zaman gerek. Türkiye’de gerçekten iyi işleyen online üniversiteler var. Ancak sonradan çıkan, 2015’ten sonra falan çok Türkiye online üniversite var. Bence en az beş bin sahte üniversite diploması vardır, tahminim.

Amerika'da çok kaliteli çevrim içi üniversiteler olduğunu biliyorum. Genel kanaatim, bu üniversitelerin eğitim kalitesinin oldukça yüksek olduğu yönünde. Ancak Türkiye'deki bazı çevrim içi üniversiteler için aynı şeyi söylemek zor. Ne yazık ki, bazıları sahte diploma düzenlemek amacıyla kurulmuş olabilir.

Zaten o belgeyi sistemde paylaşabilen biri, diğer sahte belgeleri de aynı şekilde paylaşabilir. O belgeyi oraya koyabilecek yetkinlikte bir mühendise rastlamadım. Görev tanımı dışında bir alanda, yalnızca teknoloji bilgisiyle hareket etmek yeterli değildir. Bu tür suistimaller, sahte diplomaların yayılmasına neden oluyor.

O üniversitenin öğrenci işlerinde bu kişinin yirmi tane veya daha fazla dersi geçip geçmediğini bakmak gerek. 2000 yılından öncekilerde özel daktilolar, el yazıları kolay kolay değişmez, ancak bilgisayarlı sistemlerde üniversitenin kendi toptan sahte olabilir. Ben kesinlikle en az binlerce sahte diplomalı var inanıyorum. Böylesi sahtecilik ortamda, Erenköy Hastanesi ve sahteci-hakim Ali Topaloğlu gibilerin, nadir gerçek ÖSYM kazanmış, gerçek Tıp Doktoru, gerçek dünya bilimcisi bir insana iftira vesayet davası açması tarihi bir suçtur, vatan-hainliğidir. Hakim Ali Topaloğlu cezalandırılmalıdır. Nadir her sınavı, diploması hep kaliteli olan nadir bilimcilere atılan hastadır iftiraları en ağır cezayı almalıdır. Vesayet Davası hakimleri ve çeteleri devlet hastane psikologlar en ağır cezayı almalıdır.  

Dediğim gibi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları bu dolandırıcılığı ortaya çıkaracak mühendislere delidir iftira attıklarından, çeteyi yakalayacaklarda bir yandan vesayet davalarla imha ediliyor.

Neden o kişiyle uğraşmadım? Bence o kişiden çok daha kötü vatan haini Vesayet Hakimi Ali Topaloğlu’dur. Miras sahiplerinin parasını gasp eden, ölüme sürükleyen bir çetedir. Var gücümle bu vesayet davasıyla sağlam insanlara Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları gibi hastanelerden “iftira hastadır, vasi atansın” raporu verdirten hukuk ve devlet hastane psikoloji çalışanları iç içe çeteler çökertilmelidir, uğraşıyorum. Bu devlet içi vesayet dava çetesi, vatan haini en kötü çetelerdendir. İnsan, değerli bilimci, sağlıklı gözetmeden; vesayet davasıyla soyulacak, “hastadır, vesayet altına alınmalıdır, parası gasp edilmelidir” iftirası atılacak kurban arıyorlar.

Kimlere bu iftirayı atıyorlar? İnanılmaz. Dünyanın en büyük matematikçisi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gitse, o beyinsiz psikologlar ona “delidir, işlerini hesaplayamaz, parasını bilemez” raporu verir. 

Nasıl olur da bunca zaman Vesayet Hakimi Ali Topaloğlu ve psikolog çetesi yakalanmadı? Nasıl olur da hiçbir gazeteci vesayet davalarının aslında çete vurgunu, hâkim ve psikolog çetesi olduğunu anlatmadı? Nedeni bu işte: valisi, her şeyi var. Çok üst düzey devlet içi bir ağ, çete. Birbirlerinin adını bile bilmiyorlar, öyle çete. Böyle sahtecileri konuşanlara ilk iş vesayet davası açıp deli iftira atıyorlar. 

Bu sahte diploma alanların çoğunun zaten yakalansa çok değerli bir ÖSYM sınavı, değerli bir özelliği yoktur. O nedenle kolaylıkla sahtecilik yapıyorlar. Hatta gerçek bir sınav, örneğin 1975–2011 ÖSYM sınavlarının nasıl zor olduğunu bilmediklerinden sahte diplomanın nasıl büyük sahtecilik olduğunu bilmiyorlar.  Oysa liseden sonra 480 fen puan alan biri, 600 puan alan birinin ne kadar bilgili olduğunu belkı övmez menfaatine uymaz, ama idrak eder. Mesela binbir zorlukla gerçekten mezun olan birinin zorluk dediğini, sahte diploma pazarlığının zor olması gibi benzetme yapıyorlar ve gerçekten süper zeka, liseden sonra ösym sınav yüksek puan alanı hayal bile edecek hayvan zekaları da yok. Yalan makinasında sahte diplomayı binbir zorlukla aldıkları doğru çıkar. 

Mesela Fatih Altaylı’ya sahte üniversite diploma teklifi gitmiş, sahte diploma almamıştır. Ayrıca alsa, öyle başarılı insanların, yabancı dil bilen insanların sahteci olsa, sahte diploması hemen gazetecilerce bulunurdu. Sonra o sahte diplomalılar utanmadan kalkar, ona “Hani üniversite diploman?” der. Bazı insanlar çok şeyin hedefi oluyor, onlara hayat çok zor, bu sahteciler ise hiç özellikleri yok sahte diplomalarından başka, o nedenle kaytarıyorlar.

Binlerce sahte diploma var, binlerce uzman var. Soru çalıntılı TUS sınavıyla gerçek doktorları o kadrodan mağdur etmişler, uyduruk TUS sınavıyla. Bu fraud-TUS sınavlı Sağlık Bakanlığı uzman kadrolular Türkiye’de nerede sahtecilik varsa arkasını kuruyor.

1987–2000 yılları arasında Göz, Kadın Doğum, Psikiyatri uzmanı olmuş tüm TUS sınavlılar soru hırsızlığıyla TUS uzmanı olmuş gruptur. Çok nadir gerçek uzman ise bu dediğim yüzdeyüz dolandırıcı diğer uzmanın dediğine köledir. Sağlık Bakanlığı TUS uzmanı kuralı, öbür uzmana itaatten oluşur. En önemli Psikiyatri alanda hastadır iftira sahteciliğe tek bir başka uzman hayır demez, uzm gurup kuralı gereği. Yani en otoriter yerlerde soru çalmış tus uzm gurup varken bir iki tane dürüst olan da heyet raporda sahtecilik ortağı oluyor. 

1987-2000 yılları arasında TUS sınavında ilk 15 deki kişi olmuşa direk sınav soru hırsızıdır denmeli. 

1987’de ÖSYM Başkanı diyordu ki: “Merkezi sınavı Türkiye’de güvenli şekilde ÖSYM dışında kimse yapamaz.” Bunlar bunu duyunca, akıl almış gibi, güvensiz olsun diye 1987’de TUS sınavını ÖSYM ye yaptırmadılar. Sahteci insanlar yeni değil.

Neden devlet hastaneleri, 1987–2000 yılları arasındaki TUS sınavının ÖSYM tarafından bilhassa soruları kolay çalınsın diye yapılmadığını göz ardı ediyor? Nedeni, Sağlık Bakanlığı’nın içinde liseden sonra ÖSYM gerçek başarısı olmayan çok kişi olması. Sağlık Bakanlığı içinde gerçekten ÖSYM kazanamamış, gerçek tıp doktoru olmayan çok kişi var. Gerçek tıp doktorlarının maaşlarını tuvalet temizleyicisinden bile az yapsa doymaz. Öyle gerçek doktor düşmanıdırlar. TUS sınavı sadece gerçek Tıp-Doktorlarının kadrolarını çalmak yada maaşlarını düşürmek için çıkarılmıştır.TUS sınavını  yıllarca ÖSYM nin yapmaması sırf TUS soru stoklarını kolay çalabilmeleri içindir. Dolandırıcı Vesayet Davası hakimi Ali Topaloğlu ile iç içedir bu TUS Uzm gurup. 

Bu arada, komik başka bir gurup vardır, onlar tus sınavı ile uzmanlık belge sahibi hiç olamamıştır ama, bir anlık yalanla birşey olur diye fraud-TUS sınavlı uzm olduklarını iddia ederler. TUS soru stok hırsızlığı ve TUS sınavı uzmanlığı , dünyanın en adi sınavlarından biridir. Liseden sonra değerli ÖSYM başaramışların uyduruk sınavıdır. 

TUS sınavı, hele 1987–2000 yılları arasında, ÖSYM tarafından yaptırılmamış sahtecilik sınavıdır. Neden TUS sınavı Sağlık Bakanlığı’nda baş tacı? Çünkü fraud-TUS ile gerçek tıp doktoru düşmanlıklarını yürütme planları var.

TUS fraud sınav ile mi, sahte üniversite mezun belgeleriyle mi, beyinsiz psikologlarla mı, gaspçı sulh hukuk vesayet hâkimleriyle mi? Kimle savaşmalı önce? Gaspçı sulh hukuk vesayet hâkimleri en tehlikeli gruplardan, vatan hainleri çete bunlar.

Ayrıca, yabancı uyrukluların dekan torpilleri uyduruk sınavlarla, liseden sonraki türkiye ösym sınavı geçmeden uzman oldukları ülkede, vatandaşlar bu diploma sahtecilik yolu çare buluyor. Tüm sahteciliklerle uğraşmak gerek. Yoksa yine vatanı korumak olmaz.

-----------

Bu arada, Erenköy Hastanesi bir Psikoloji çalışanı personeli, beyinsiz, sahtekarlık yaparak testler yapmaya kalkışmaktan ceza almalıdır. 2023 yılında, adını gizleyen, elinde başkasına ait bir isimi, kartı gösterip test ehliyeti olmayan alanda test yapmaya çalışan bu kişi ceza almalıdır. Beyinsiz, başkasının araba ehliyeti ile araba sürer yakında. Kendi diploma veya sertifikası yetmediği bir işlemi başkasına, hemde sahtecilikle, başkasının belgesini/ehliyetini kullanarak yapmak suçtur. Bu kişi ceza almalıdır. 400 kişi sahte belge almış Türkiye de, bu Erenköy hastane Psikoloji çalışanın sahteciliği utanmazlığın son haddindedir. Beyinsiz, sorularını çalmadan manyak çıkacağı bir testi, başkasının ehliyetini gösterip, karşısındakini susturup yapan ve o sahteci ehliyeti ile yaptığı testi edevlete kanıt diye veren deri pantolonlu uzun boylu psikoloji çalışanı hapise atılmalıdır. Ayrıca bu kişinin başkasının ehliyeti ile yaptığı testi yakalamayan da suçludur, ceza almalıdır. Bu Erenköy hastane personeli kişi iş yapıyor görünmek, maaş almak için Türkiye nin en değerli insanlarına beyinsiz yarım aklı ile iftiralar atan, dolandırıcı biridir. Beyinsiz psikoloji çalışanı sen bok olsan, üstün beyinli insanları kıskanmasan, matematik öğrenir liseden sonra ÖSYM gibi soruları çalınmayan sınavda bok olurdun. 

Pages