Hukuk dava dosya gereksinimleri
ChatGPT:
1. Delilin Kaynağı ve Güvenilirliği
- Kaynağın Güvenilirliği: Resmi belgeler ve ekspertiz raporları gibi güvenilir kaynaklardan elde edilen deliller geçerlidir.
- Tanık İfadeleri: Tanıkların kimliği, güvenilirliği ve olayla ilgili bilgi düzeyi göz önünde bulundurulmalıdır.
2. Delilin Elde Ediliş Şekli
- Usule Uygun Elde Edilme: Yasalara uygun yollarla elde edilmeyen deliller (örneğin izinsiz dinleme) mahkemede geçersiz kabul edilir.
- Delil Zinciri: Delilin sürecin her aşamasında korunması, geçerliliğini artırır.
3. Belgenin Geçerliliği
- Dijital Deliller: Kriptografik imzalar ve güvenli depolama gibi önlemlerle korunan dijital belgeler geçerli sayılır.
- Resmi Belgeler: Resmi kurumlar tarafından düzenlenen belgeler genellikle daha fazla güvenilirlik taşır.
4. Delilin İçeriği
- İçerik Bütünlüğü: Çelişkili veya tutarsız içerikler, delilin değerini düşürür.
- Açıklık: Delil içeriği açık ve anlaşılır olmalıdır.
5. İhtiyaç ve İlişkililik
- Dava ile İlgili Olma: Delilin dava konusu ile doğrudan bağlantılı olması gerekir.
- Anlamlı Etki: Delil, dava sürecine anlamlı katkılarda bulunmalıdır.
6. Güvenilirlik ve Tutarlılık
- Tanıkların İfadeleri: Tanıkların ifadeleri, güvenilir ve tutarlı olmalıdır. Çelişen tanıklıklar, delilin geçerliliğini sorgulatabilir.
- Tekrar Üretilebilirlik: Elde edilen bilgilere erişim sağlanabilir olmalı ve gerektiğinde yeniden doğrulanabilirlik sunulmalıdır (Örneğin, açık dava dosyasından, veya dava açmak için, kapalı dava dosya delillerine referans verilip yeni dosya açılamaz).
7. Bilirkişi Görüşleri
- Alan Raporları: Belirli bir alanda bilirkişilerin sunduğu raporlar, geçerlilik taşır. İlgili alanın ehliyetlilerinin deneyimleri ve alan bilgisi göz önüne alınarak, bu raporların kabul edilebilirliği değerlendirilir.
8. İddia ve İspat Yükü
- İspat Yükü: İddia eden davacı tarafın, iddialarını ispat yükümlülüğü bulunmaktadır (Türk HMK 6. madde):
İddiacı Taraf (Davacı):
- Davacı, mahkemeye başvurduğunda, bir durumu ya da olayı zaman-damgalı iddia eder.
- Bu iddiayı ispatlama yükümlülüğü davacıya aittir. Örneğin, bir suçun işlendiğini veya bir hakkın ihlal edildiğini iddia ediyorsa, bunu dava sürecinde değil, açarken ispatlamak zorundadır.
- Hakimin, kendi yarattığı, sonra düşürdüğü üst yazıya hitaben oluşturtduğu bir heyet raporunun, cımbızla alınıp, yeni başka davanın açılmasına gerekçe olacak delil farzedilmesi, zaman ve taraf muhakemesi usulsuzlüğü, kalpazanlıktır.
Eğer bir hakim veya mahkeme heyeti, kendi neden olduğu, sonra düşürdüğü üst yazılı raporları usulsuz kullanıp, zaman-damgalı delil usulüne müdahale ediyorsa, bu durum hukuka aykırıdır. Bu tür bir işlem Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleriyle açıkça çelişir.
İlgili Hukuk Maddeleri:
HMK Madde 190: Delil sunma ve delil geçerliliği ile ilgili düzenlemeleri içerir. Bu madde, tarafların geçerli delilleri sunma yükümlülüğünü belirtir, ancak hakim veya mahkeme, taraflar aleyhine delil oluşturamaz.
TCK Madde 257: Sahtecilik suçunu düzenler ve mahkeme tarafından sahte delil üretmek, hukuka aykırı bir eylem olarak kabul edilir. Mahkemenin veya hakimin, kendi yarattırdığı raporlarla, muhakemede yanlış zaman damgaladığı delil üretmesi, sahtecilik suçunu oluşturur.
TCK Madde 305: Eğer bir kişi, bir belgenin veya verinin zaman damgasını usulen değiştirirse ve bu işlem, hukuki süreçte bir kararın usulen verilmesinde etkili olacak şekilde kullanılırsa, bu durum hukuki süreci manipüle etme suçunu oluşturur. Bu tür bir eylem, sahtecilik olarak değerlendirilebilir ve hukukî delil olarak geçerliliğini kaybedebilir.
Kısaca:
Eğer bir hakim, mahkemede kendi dava raporunu delil olarak sunduysa ve bu rapor davanın açılışına aitmiş gibi, davacının dava açma delili olarak yanlış zaman-damgalı kullanılıyorsa, bu işlem hem hukuka aykırıdır hem de adil yargılama ilkesini ihlal eder. Bu tür bir davranış, sahtecilik suçunu oluşturur ve hukuki sorumluluk doğurur.
Davalı:
- Davalı, davacının iddialarını çürütmekle yükümlüdür, ancak suçsuz olduğunu ispatlamak zorunda değildir.
- Örneğin bir vesayet davasında, hakim davalıdan, hasta olmadığını ispat etmesi için davalının heyet raporu almasını, sağlam raporu getirmesini isteyemez. Polis zoruyla heyete gitmesini istemek ağır suçtur. Davalının, davacının yetersizliğini gidermek amacı ile, hakimin yanlış manipulasyonu ile, zorla delil oluşturması, heyetten rapor alması, hukukta yeri olmayan zorlamadır.
Maalesef, Türkiye de birçok vesayet davası, çok sağlam insanları, hukuka aykırı şekilde heyet raporu almaya, işlerinden alıkoyulmaya zorlamaktadır. Birçok vesayet davası, mobbing, hakaret, davacının eksik delilini örtbas için, davalının sağlık heyete gitmeye zorlanmasıdır. Bu bir insanlık suçudur, hakimin mesleki suçudur.
En kötüsü, bazı hakimlerin, yeni dosya açarken, kapalı dosyanın içinden, üst-yazısı-düşmüş bir heyet-raporu veya kendini açık tutamayan hukuki dava dosyanın dayandığı hukuk maddelerini, keyfi, bir bir delilleri belirtmeden kullanması, veya, davayı kazanamamış dosyayı, yeni açılacak dosyada taban kullanmasıdır, referans göstermesidir. Düşen dava düşmüştür, istinaf veya temyiz yolu dışında düşmüştür.
Ayrıca düşen bir davanın kaybetmiş delillerini yeni bir davada kısmi cımbızla çekip kullanmak referans almak hakimın mesleki usulsüzlük suçudur. Aynı suçtan kişi 2 defa suçlanamaz (Ne Bis In Idem İlkesi: Anayasa'nın 36. maddesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Protokol 7, Madde 4), bu usulsüzlükler, davalının aynı suçtan defalarca suçlanması fiilidir.
Davacı kendi delil sunmak zorundadır. Davalı delil sunmak zorunda değildir. Hakim vesayet davasında, yanlış tarafı yani davalıyı delil için zorlamışsa, ''heyete gir sağlam raporu getir demişse'', suçludur. Davalı değil ki davayı açıp delil sunmak zorunda olan. Bu tür yanlışlar usul ve mantık yanlışlarının, zaman-damgası manipulasyonlarıdır. Hakim in dosyada delil arama yetkisini kötüye kullanıp, yanlış tarafı suçlamasıdır. Böyle hakimlerin mantık yanlışları mesleki hatalardır, zaman-damgası konsept idrak yoksunluklarıdır.
Davalı, davacının sunduğu delillerin yetersiz veya yanlış olduğunu savunabilir. Delil oluşturmanın davalının görevi olduğunu savunmak yanlıştır. Dava açılışındaki delil sunma eksikliği, davacıya aittir. Bu eksikliğin, dava ortasında davalıya zorlayıcı yöntemlerle delil ekleyebilecek heyet raporlara zorlama ile örtbas edilmeye çalışılması suç teşkil eder. Hakim delil eksikse, davalıyı sağlam raporu delili yok diye suçlayamaz. Bu hukukta eşitlik ilkesine aykırıdır.
Davalı, böyle bir durumla karşılaştığında savcılığa suç duyurusunda bulunmalı ve zorla heyete girme fiili için tazminat talep etmelidir. Bu tür bir zorlama, hem hukuka hem de davalı tarafın temel haklarına aykırıdır.
9. Geçerlilik Süresi
- Zamanlamanın Önemi: Delillerin, ilgili olayın tarihi ile uyumlu olarak sunulması önemlidir. Geçmişe dönük delillerin sunumu dikkatle değerlendirilmelidir.
10. Delil Yaratmak Amacıyla Dava Açmak ve Etik Dışı Davranışlar
Davranışlar ve Hukuki Suçlar:
Delil yaratmak amacıyla dava açmak, hukuki suçu teşkil eder ve bu, sahtekârlık olarak değerlendirilebilir. Eğer dava düşmüşse ve yeni delil istemek amacıyla yeniden açılmaya çalışılıyorsa, bu hukuki bir hata ve etik dışı bir davranıştır. Bu tür bir yaklaşım, hukukun temel ilkelerine aykırıdır ve adil yargılamayı engeller.
Temyiz Başvurusu ve Usulüne Aykırı Davranış:
Davacının, bu durumda temyiz mahkemesine başvurması gerekir. Ancak başvuru yapılırken, davada kullanılan delillerin ve zaman-damga aralıklarının korunarak, sürecin doğru şekilde ilerletilmesi gerekir. Zaman-damga ve delil aralıkları usulüne uygun olmalıdır.
Yeni Davada Eski Delilleri Kullanma ve Zaman-Damga Manipülasyonu:
Temyiz yerine, davayı kapatıp, davayı açık tutmayı başaramayan bir davacı tarafın, kapalı dosyadaki delilleri, zaman-damga aralıklarını usulen bozarak yeni bir davada, kapalı-dosya referans delil olarak ileri sürmesi, hukuka aykırıdır. Bu tür eylemler, suç teşkil eder ve ilgili yasal düzenlemelere aykırıdır.
İlgili Hukuk Maddeleri:
HMK Madde 190 (Delil Sunma ve Geçerlilik): Mahkemede sunulan delillerin geçerliliği, taraflar arasında ispat yükümlülüğüyle ilişkilidir. Delillerin, hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi ve sunulması gerekmektedir.
TCK Madde 257 (Sahtecilik): Sahte delil üretmek, kamu düzenini ve güvenini zedeleyen bir suçtur. Mahkeme, sahte delil üretilmesi ve sunulması durumunda cezai sorumluluk doğurur.
TCK Madde 305 (Hukuki Süreci Manipüle Etme): Bir kişi, bir belgenin zaman-damgası aralığını usulüne uygun olmayan şekilde değiştirdiğinde, hukuki süreci manipüle etmiş olur. Bu durum, cezai sorumluluk doğurur ve yargılamada delilin geçerliliğini ortadan kaldırır.
Bu tür manipülasyonlar, adil yargılama ilkesine aykırı bir hareket olup, mahkemelerin kararlarını ve hukuk sisteminin güvenilirliğini tehlikeye atar.
11. Zaman-damga usulune uygunluk
- https://humantranslator.blogspot.com/2024/11/hukuk-dava-dosyalarnda-delillerde-zaman.html
Sonuç
Delillerin geçerliliği, mahkeme kararlarını etkileyen kritik bir unsurdur. Her bir kriter, davanın seyrini etkileyebilir ve mahkeme tarafından dikkate alınması gereken önemli faktörlerdir. Mahkemeye sunulan delillerin hukuk usullerine uygunluğuna dikkat etmelidir.