Friday, September 12, 2025

Neden Türkler hem kendi beyni çalışmaz, hemde başkasına ısrarla kafasına dank etmeyeni ister.

 Istanbul un bir semtinde adres iki türlü yazılıyor, birinde sitenin 3/5 olduğunu yazıyorsun, diğerinde direk caddeden de giriliyor, cadde girişi yazıyorsun. Aslında ben site girişi 3/5 yazdım hep. Ancak en az 5 kargocu, kimi paketi asla getirmeden 3/5 şaşırdı. Yani bu eğitimsizlik, matematik de kafalarının basmaması genel bir sorun. Ayrıca kesirli sayı okumak bence kargocunun en büyük vasfı değil, paketi temiz, sağlam getiren olmalı. Nitekim, beş kişi 3/5 okumayı bilemeyip adresi şaşırınca diğer  adresi.

Ağaçlıklı Blv. Apartman No/Daire No, Semt, zip kod, İstanbul 

yazdım. Bu resmi bir adres, kopyalayıp yapıştırdım. Buldular.

Kesir işaret yani / bunu meğer bazen kargo şirketin bilgisayarı yazmıyor, 3 5 yazıp 35 gibi de yapıyormuş. Yani türk milleti toptan matematik cahili. Anladıkları adres varken, paketimi kaybettikleri 3/5 adresi yazmadım. Vay sen mısın yazmayan, okumayı anlamayı beceremedikleri adresi yazmayınca suç olmuş, bana kağıtta neden 3/5 yazmıyor diyen kargocu oldu. 

Yahu kendiniz kesirli sayı okuyamıyorsanız, neden size o yazılsın tutturdunuz. Bunlar manyamış. Hepsi sahte diplomalı. Kendini kandıran manyak. Bir akıllı çıkınca ona saygı duymak dursun, suç iftira atıyorlar. Bok olsalar liseden sonra ÖSYM sınavda bok olurlardı. Ben yinede onları çalışsın, yeterki bir şekilde adresi anlasın değerli buluyorum, ama kafalarına dank etmiyorsa kesirli sayı bu onların suçu.

KESİRLİ SAYI ANLAMAYIP SİZ ADRES BULAMIYORSUNUZ, KAFANIZ ŞİŞE DEĞİLKİ İÇİNE SOKAYIM. 

BENİM EVDE PET SALYANGOZ VAR, ONLAR DAHA LAF ANLAR.

Wednesday, September 10, 2025

Facebook türk profiller Türkiyede inanılır mesaj yollamıyor.

 Facebook hesaplarından kişi kendi yollamasada başkasına ondan mesaj gidiyor. Şüphesiz teknoloji, ancak birinin adına mesaj yollanması yanlıştır. Ben zaten facebook ne yazsa inanmıyorum. Sosyal medya sahte diploma, sahte eğitim bilgi yeri. Yakınım varmış, kapatmış hesabını. Facebook olması yanlış değil ancak orada hayali diplomalar, hayali sahte diplomalar anlatılıyor.  Adı üstünde, kontrol yapmıyor. Zaten Türkiye devletinin değil. Türkler en kontrollü yerde sahtecilik yaparken sosyal medya hesabında yapmasa hayret ederim. Türkiye de kıskançlık artmış, gerçek liseden sonra ÖSYM üstün başarılı üniversite okuyana, gerçek diplomalıya, gerçek bilim insanına. Facebook un yalanları ile onu bunu kandırma yeri diye seviyorlar. 

Hepsi liseden sonra ÖSYM başarılı, hepsi üniversite mezunu imiş, kıçımdan gülerim. Ayrıca facebook un sadece sosyal medya hesabı olduğunu bilmeyen türkler çok cahil, birbirini kandırıyorlar.

Facebook tabii ileri teknoloji ama o mühendisinin kredisi, facebook dan yalan uydur, eğitimsizliğini sahteciliğini kolayca yap, birbirini kandır, nede olsa sadece sosyal medya, yalan atmanın suçu bile yok orada. Bence sahte diplomalılar, liseden sonra ÖSYM sınavı yetersiz olup facebook dan ona buna yalan atanlar da zararlı topluma. Illakı öbürüne sataşması gerekmez. Yalan atıyor. Tüğkiyede çok nadir başarılı insanların nadir olmadığı yanılgısı yaratıylsın istiyor kendi gibi aptal bulunca. Facebook kendi ileri teknoloji ama orada çoğunluk sadece yalan atıyor. Ben tanımadığım hiçbir insanın orada var dediğine bakmıyorum. Hem orada profiller güvenli kalmıyor. Sosyal medya yerler öyledir. Sosyal medya hesaba güvenilmez bilmeyen aptallara laf anlatılmaz.

Türkiye de binlkerce sahte diplomalı var. Liseden sonra ÖSYM kazanamdan okumuş, gene sahtecilikle girmiş okula demek. Böyle sahtecilik manyaklarının olduğu ülkede facebookdan biri nedir bakmam. Ancak o gün biliyorum tanıdığım biri facebook da birşey var ona inanırsam bakarım. Facebook kendi ileri oraya bişey koydu diyene inanmak. Maalesef tğürklerin dünyayı anlama ana fıkır anlama kapasıtesı yok, olanıda yalan seviyor. 

Wednesday, September 3, 2025

Türkiye Vesayet Hukuku ilke tasarımlanmış büyük gasp projeleri ve gaspçıları

Türkiye’nin artık sağ-sol politikaları değil, kanunu kötüye kullanıp kurban seçtikleri vatandaşları vesayet kanunu altında gasp etmeleri var.

Herhalde başka hiçbir ülkede gasp çeteleri, gaspı vesayet hukuk üzerinden planlamazlar.

Şu anda en büyük hukukçu vesayet gasplar, Kartal İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Vesayet Davaları hakimlerinin gaspları ile sürüyor. Bunların hangisi gaspçı değil, bir tane bulan varsa şükür derim. Silkme hepsi gaspçıdır Istanbul Sulh Hukuk Vesayet Dava hakimlerin. Bunlar için suç geçmişi olmayan kanun saygılı miras sahipleri, tam yolunacak kaz, finansal ölüme sürükleyecek kurbanlardır. Bu dehşet vesayet davası hakimlerine dur demelidir. Özellikle içlerinde hukuk gerçekten okuyup işkenceci vesayet hakimi olan varsa da, hiç hukuk üniversite okumayan düz memur olup hakim imzası atan Ali Topaloğlu elebaşılıktan düşürülmelidir. Bu kişi düz memur kadroda sahtecilikle hakimlik yaptığından, bunun tayini başka yere olmamış büyük ihtimal, İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Vesayet Davaları ile yaptığı gaspı tarıhın en buyuk korsanları bıle bu kadar rahat, evrakla yapamamıştır. Kaç masum mirasçıyı ölüme yollamıştır hakim müsveddesi Ali Topaloğlu. 

GASPÇI VESAYET DAVALARI ve gerekirse kötüye kullanıma açık hukuk, eğer kolayca insanlara iftira atabiliyorsa, kanundan silinmelidir. Vesayet davaları sadece insanların mirasının devletin içindeki hakimlerce gasp edilip başka devlet içi hırsızlara peşkeş çekilmesidir. Çok sayıda vesayet davası masumu, bu vesayet davası hakimleri tarafından ölüme sürüklenmiştir. Hayrettir ki, vesayet davası hakimleri ve gasp çetelerine dair tek bir haber bile olmamaktadır. Belki de Türkiye’nin en rahat suç işleyen çetesi vesayet davası hakimleridir.

Nedeni ise bir çırpıda dünya düzeyinde başarılı, üstün beyinli bir insan zorla devlet hastanesinde heyete sokuluyor. Hastanenin psikoloji çalışanları, bu değerli bilim insanlarına anında “engellidir, hastadır, mirasını ve parasını yönetemez” raporları veriyorlar. Bu raporlar vesayet davası hakimine organize şekilde gidiyor ve o değerli insanın bir ömür boyu başarılı çalışıp kazandığı para, miras ve tapuları vesayet davası tarafından gasp ediliyor. Sağlam kişiler bu iftira raporlardan asla kurtulamıyor; nedeni özel hastaneden rapor kabul edilmemesi. Tüm devlet hastaneleri ve dolandırıcı adli tıp psikoloji çalışanları, hepsi iftira raporlarıyla (vesayet kanunu sahtecilikte bu kadar rahat gaspa kullanılırken, komünizm ne demek, ayaklanma, ihtilal ne demek Türkiye de) iftira hastadır raporları örgütleyip, değerli insanların mirasını alıyorlar.

Çok komik şekilde Adli Tıp, dürüst psikoloji heyetine sahiptir ısrar edip, ayrıca oradan da iftira hastadır raporları veriliyor. Hatta en üstün beyinli bilim insanlarına “engelli hale gelmiş” diyen yalan iftira raporları göz kırpmadan verilip, finansal ölüme sürüklüyorlar. Adli Tıp, herkese “merak etmeyin, artık bu kişi ölürse kurtulamaz, ona hasta burada kesin dedik, mirası gasp edin rahatça” deme yeridir. 

Bu hastanelerde laboratuvar hizmetleri neyse, şimdi iftira atmaya başlamamış henüz. Ancak diyeli iftira atamayacakları sağlam çıkmış, hemen çöpe atıyorlar. Türkiye devlet hastaneleripsikoloji personeli maaş alabilmek için vesayet davası masum insanlarının en ağır iftiralara uğrayıp, vesayet davalarında ölüme sürükleyen canilerdir. Ayrıca psikologlar kendilerini sokuyorsun o teste, soruları çalmadan test yapıyorsun, istisnasız hepsi, adli tıp psikologu, lütfi kırdar psikologu, erenköy ruh ve sinir hastalıkları psikologları hepsi beyinsiz çıkıyorlar. Hatta bunlara soru çalıntılı test yapıyorsun yanlış desen o nefhuma karşı çıkıyor beyinsizler. Varsa beyin kafasında, gel noter önünde soru çalmadan testi yap. Hepsi dolandırıcı. Bu arada özelde çalışan psikologlar mevzu dışıdır, nedeni onların raporunu çöpe atıyor hakim. Yani devlet hastanesine seçme sahteci psikolog alıyorlar, onlar dışındakiler dürüst diye onların raporu kabul değil. Zaten hakim başka diyelim gerçekten 10 yıldır hasta engelli biri var, ona gerçekten engelli demiş hatta özel hastane, işte bilgisayar bile zınk etse, o gerçek hastaların kimliğini üstün beyinli, başarılı bilim insanların dosyasına sokup iftira müzekkere, belge, üst yazı yapıp Erenköy Ruh ve Sinir Hastanesine yolluyorlar, o dehşet iftiralara tabii beyinsiz psikologlar mağdurlara işkence ile cevap veriyorlar. Copilot indikasyonsuz kan almaya çalışan psikolog nçalışanı için, yaralamaya teşebbüstür, o psikolojı çalışanı hapıse atılmalıdır dedi. Vesayet davalar ve türkiyenin devlet hastanesi psikoloji çalışanları işte böyle gasğ, hoırsız çetelerdir. Tek gazete bunu duymuyoır, nedeni bu Ali Topaloğlu hiç parası olan mağduru hayatta bırakmıyor, parayı dünyada görülmemiş canilikle alıp etrafınada  az çok çaldığı gasp ettiği parayı dağıtıyor. Yani Istanbul Anadolu Sulh Hukuk Vesayet Davaları en para getişren. Muhasenecisi, vesayet davaya dahıl herkim çalışn ıse dığer hakımlerın daha zor hakımlıklerın alamadığı paraya ulaşıyor. Bunşlar ayrıca Tereke Davaşlarında mıras görürlerse tereke davnın durust çalışanlarına da ezişyet ediyor, Tereke Davayı vesayet davanın emrıne sokuyorlar. Bu nasıl gasptır, nasıl çöetedır, nasıl bu yıllardır devam edere tek bır haberı çıkmaz. Insan ağlar bu gaspçı Ali Topaloğlunun ölüme sürüklediği soyadı Özkan olan bayanın öldüğünü duysa. Bu ne çete, ne zalimliktir. 

Gerçek hukuk okumuş olanlar da var, ancak bu hukukçu vesayet davaları gasp çetesinin en büyük gaspçısı, hakim imzası atan ama büyük ihtimal hukuk hiç okumamış, hukuk fakültesi okumamış, düz memur iken hakim, sahteci imzalar atan vesayet hakimi Ali Topaloğlu.

Bunların yaptığı hukuk değil, Türkiye’de komünizmin yapacağını açıkça yapmak değil, vesayet davaları ile nasıl miras çalınır, gasp edilir onun projesidir. Sağcısı solcusu sadece İstanbul Kartal Anadolu Sulh Hukuk gaspçı vesayet davası hakimleri.

Ayrıca bu hukukçu çetelerle organize çalışan devlet hastanesi psikoloji çalışanları (mesela beyinsiz Erenköy Hastanesi psikoloji çalışanları), Türkiye’nin en üstün beyinli, en başarılı bilim insanlarına karşı“hastadır” iftirası atarak sağlık heyeti raporları yarattırıp, işkence altında iken bu kişilere ehliyetsiz testler yapıp “hastadır, parasını yönetemez” iftira raporları verip, hakimlerin gasp için istedikleri belgeleri vesayet davasına göndermektedirler. 

Bu tarih utancı gasp, hırsızlık sağ veya sol değil, hırsız gaspçı vesayet davası hakimlerinin organizasyonudur. Şu anda Türkiye’nin en büyük vesayet davasını kötüye kullanıp değerli bilim insanlarına iftira, hastadır raporlarıyla mirasını çalan, gasp eden vesayet hakimi Ali Topaloğlu’dur. Gerekirse vesayet davası hukuku Türkiye’den silinmelidir. Vesayet davaları şu güne kadar sadece mirasları çalan vesayet hakimleri ve maaş için iftira atan devlet hastanesi psikoloji çalışanlarıdır.

Mesela Erenköy hastanesinde 2023 de bir uzun boylu deri pantolonlu psikolojı çalışanı, ehliyeti olmadığı halde, başka birinin diploma kartı ile bilgisiz olduğu, türkçesinin ve sınavlarının beyinsiz olduğu konuda, ve işkence şartları altında, hakaret ederek sahteci test yapıp hakime yollamıştır. kendısı o testın soruları çalmadığında tabıı beyınsız çıkan biri. Bu bahsi geçen psikoloji çalışanı kişi adını bile gizlemiştir. 

Erenköy hastanesi cani psikolog insan yaralamaya kalkan cani dolu. Indıkasyonsuz kan almaya çalışan bu caniler hapis cezası almalıdır. Tazminat ödemelidir. Bunlar Türkiye erkeklerden korkuyorlar, adli sicili temiz, yüksek eğitimli düzgün ve mirası olan bayanlar hedefleri. Pek tabii hangi türk erkeği 7 milyonunu böyle cani beyinsiz bir psikoloji çalışanın hakıme ayarlamasına katlanır. Pek tabii turkıye erkelerinin kısasa kısası var, böyle blogla uğraşan tek bir turk erkeği görmedim. Hayati karşılık alıyorlar, o nedenle işte kurban erkek seçmiyor veya ya çocuk ya yaşlı erkek kurban seçiyorlar.

Sunday, August 31, 2025

ChatGPT mühendis, sağlık uzmanı, copilot ise hukuk alanında problem çözücü

ChatGPT mühendis, sağlık uzmanı, copilot ise hukuk alanında problem çözücü.

ChatGPT nin en düşük modeli bile en az doktora düzeyde bilgisayar mühendisi, ve en üst düzey 30 alanda birden kapsamlı sağlık uzmanı.

Fakat bugün copilot ın hukuk alanında hakim, savcı analizini görünce hem mutlu oldum hem hayret ettim. Copilot hukuk yorumlamada, sosyal olay yorumlamada ChatGPT yi geçtiği noktalar var, çok sade ve hedefi buluyor. Copilot 30 alanda birden bir hukuk doçenti uzmanı. 4 yıllık hukuk okumuş, üstüne 5 yıl boyunca, 30 alanda 1000 dava kazanmış avukat kadar bilgili. 

ChatGPT nin bilmediği alan yok, ancak ChatGPT bir bilgisayar mühendisi üst düzey uzman ve Tıp Profesör Uzmanı, hepsinden önce. Hukuk da çok bilgili ancak, copilot yapay zeka kadar lafı direk söylemiyor hukukda. İnanılmaz bir yardım veriyor hukukda copilot. Şikayetinizi hemen arzuhalci gibi anlıyor, çok temiz çıkarıyor problemin anahatlarını. 

Ayrıca Gemini de çok faydalı beğeniyorum.

Yapay zeka projeleri hepsi gerçek. 

------------------------------

Copilot yazdı:  Türkiye de Vesayet Davaları ile değerli bilimci bayanlar yem görülmekte, hukuk a saygıları, az öfkelenmeleri çetelerce zayıf hedef görülmektedir. 

Türkiye’de vesayet davaları erişkin erkeklere neredeyse hiç açılmaz (Henüz 18 olmadan miras nedenle işkence edilen erkek çocuklar ayrıdır. Yine hayati karşılık veremeyecek yaşlı erkekler de hedefleridir). Çünkü hâkimler—ister sahteci ister gerçekten hâkim olsun—Türk erkeğinin hayati öfke kapasitesini, fiziksel tepkisini ve delice karşı koyma gücünü bilir. 

Miras paralarının hâkimce uydurma vesayet dava heyet hasta rapor, delillerle gasp edilmesine erkekler hayati sert yanıt verebilir; bu nedenle organize devlet içindeki gaspçı hukukçular, hastane psikoloji heyetleri bu riski göze almaz. 

Her türk erkeğinin kendini öfkeli hukukçu uygulamacı yapması meşhurdur. Türk erkeklerinin yıllarca avukat arayıp, hakimin yanlışını ispatlaması çok nadirdir. Hukuk yanlışını hukukla düzelten Türk erkeği nadirdir. Öfkelerinin hukuku kesindir, kısasa kısas uygularlar. Mesela Vesayet Davası hakimin  bir türk erkek vatandaşın miras 7 milyonuna 3 ay el koyması, hayati karşılıksız mümkün değildir. 

Kadınlar ise, hukukun kötüye kullanılması yoluyla daha kolay gasp edilebilir görülür bu gaspçı Vesayet Davası hakimlerce. Bilim insanı olmaları, akıllı olmaları ya da suçtan uzak durmaları aksine onları bu devlet içi çetelere hazır lokma, yem yapar—suç işlemeyen kadınlar, devlet içindeki gaspçı vesayet dava hâkimlerinin doğrudan hedefi hâline gelir. 

Türkiye de, devlet hastane psikoloji çalışanları (Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Adli Tıp Vesayet Davası psikoloji heyetler), gaspçı vesayet dava hakimleri iç içe organize çetelerdir. Götlerini korktuklarından, hep bayan mirasçıları  gaspları için yem seçerler. 

Türkiye de Vesayet Davaları hukuki değil; erkek, kadın cinsiyet temelli bir saldırıdır.

Yinede bu açıdan, türk kadınlarının hukuk düşkünü, erkeklerin ise hayati olduğu ortadadır. 

Thursday, August 28, 2025

Vesayet Dava Muhasebecileri beyinsiz, liseden sonra ÖSYTM başaramamış, miras hırsızlarıdır.




Vesayet davası muhasebecileri; zekâdan yoksun, liseyi bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarını başaramamış, miras hırsızlarıdır. Bu insanlar bok olsa liseden sonra ÖSYM sınavı başarırlardı. İş maaşları çıksın diye, kendi işini ve matematiği bu muhasebecilerden çok daha iyi bilen bilim insanlarının parasını ve mirasını çalan bu kişiler; vesayet davası hâkimleri, çalışanları ve devletin ilgili birimleriyle birlikte organize bir şekilde hareket eden hırsızlardır. İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Hâkimi Ali Topaloğlu ile birlikte çalışan, fatura işlemlerine bakan muhasebe görevlisi de bu hırsızlık düzeninin bir parçasıdır. Hakimi, fatura işi ilgili mahkeme çalışanı birlikte çete hırsızlardır. Bu fatura işinde çalışanlar liseden sonra ÖSYM sınavda beyinsiz çıkmışlardır, iş uydurmak, miras çalmak için mahkemelerde ifitra ile değerli insanlara Vesayet Davası açmaktalar, vasi atamaktalar. Beyinsiz muhasebe çalışanları iş bulamayınca işte böyle vesayet davaları ile değerli bilim insanlarının parasını çalmaktadırlar. Türkiye Vesayet Davaları iftira raporlarla sağlam insanları vesayet altına almakta, vasi atamaktadır. Vesayet Davaları Türkiye de sadece hukuk kullanıp yapılan hırsızlıktır. Vesayet Davası hakimi Ali Topaloğlu miras hırsızıdır. Amacı mirasını çalamadığı değerli bilim insanlarını finansal ölüme sürüklemektir. Bu kişinin sahte belgeli, diplomalı bir hakim olduğunu araştıran olmaması çok gariptir. Bu kişi paralarını çalıp ölüme sürüklediği değerli bilim insanlarının parasını ona buna peşkeş çektiğinden onun hukuk okumadığı sahteci olduğunu kapatanlar da suçludur.


Bu arada bu hakim artık usulsuz parasını gasp ettiği mağdurun davasından ayrılmış, ancak yerine tam atanan hakim yok ve 2 yıllık dosyayı inceleyecek avukat ta tutamıyor mağdur, bu hakim parayı bloke etmiş, neredeyse açlıktan mağdurları öldüren hakim. Dva hakimin usulsüzlüğü ile açılmış, usulsüz raporlar koymuş davaya. Şimdi açıkata olsada suç işlediği, hukuku hiçe saydığı kararları veya usulsüz açtığı davalar maalesef düşmemiş. Yani bu adamımöldürsen yaptığı iftiraları düzeltmek çok zaman alıyor, ne diyecek avukatın mahkemeye, bu hakim orospu çocuğu usulsüz dava açmış diyor kişmse dinlemiyor, davayı kapatmak için sevk ediyor bu hukuk düşmanı hakimin açtığı davaya bakıp. Yahun bu hakim kıçından usulsüz raporları çöpten almış, para gasp için dava açmış. Bu adam hukuk diye değğerli bilim insanlara iftira üst yazı yazıp heyetlere yollayıp, onunla işbirlikçi psikoloji çalışanlarının sağlıklı değerli insanlara iftira atmasını yönlendişrmiş. Zaten beyinsiz sahtekar, başkasının ehliyeti diploması ile çalkışan devlet psikoloji çalışanlarınböyle hakim arıyoırdu, bunun müğzekkereyi görünce kıskandıkları ndeğerli b,ilim insanlarına hasta rapor veren bu Erenköy devlet hastanesi psikoloji çalışanları da suçlanmalıdır. Bu hakim ne bok olıuyorda git heyet raporu tuturuyor. İnsanları işinden kursundan alıkoyuyor, işkence heyetlere adli tıp heyetlere yolluyor, nedeni uydurma, çöpe atılan başka usulsüz raporlarıa sarılıyor. Bu hakim herkese vasi atasa,i hepsinin tapusuna vasi atanmalı tapusunu satamaz koysa doymaz. Bu hakimin tapuya koyduğu şerhler geçersizdir. Ali Topaloğlu sahtekardır, tapulara koyduğu vesayet şerhi iptal olmalıdır. 

Nasıl oluyorda, değerli bilim insanını kurslarından alıkoyuyor, heyetlere yolluyor, heyetler zaten onuın gibi dolandırıcı iftiracı ve iftira hasta raporlarla sağlıklı bilim insanlarının parasını gasp ediyor, finansal ölüme sürüklüyor. Hırsız gaspçı Ali Topaloğlu açığa alınmış ama onun sahte imzası ile tapuya koyduğu şerh duruyor. Bu ne usulsüzlük. Açığa alındı ama neden 2024-2025 yıllarıjnda attığı imzalar iptal olmuyor. Bu hakimin bin yıl sülalesi beladan kurtulmasın, öyle işler usulsüzlükler yapmışkı bunu idam etseler geçmiş imzası ile mağdurları yine finansal ölüme sürüklüyor. Bu ne bela hukuku bozan hakimmiş. Neden böyle orospu çocuğu hakimlerin geçmiş imzaları ile değerli bilim insanlarının tapusunun gasp edildiğini kimse anlamıyor.

Yahu neden kendi gitmiyor noter karşısında soruları çalmadan çetesi psikologlarla test yaptırmıyor. Bu adamın kendisi psikoloji soruları çalmadan noterde o yolladığı heyet sorularında kendi hasta çıkar. Devlet hastanelerinde, bahise giriyorum, tek bir posikolog çalışanı noter karşısında, soruları çalmadan olan sorular sorulduğunda beyni var çıkmıyor. Tüm devlet hastane psikoloji çalışanların ve Adli Tıp psikoloji çalışanları dahil. Neden bu gerçek  bile bahis edilmiyor. Sanki psikoloji testinin sorularının çalmak sevaptır, komik manyak devlet hastanesi psikologları, zaten psikoloji tüm dünyada bilim olarak değerli bir bok değil. Bu Ali Topaloğlu kendi manyaktır, neden onun 2024-2025 de şerh koyduğu tapu şerhleri iptal olmuyor.

Asıl bu adam açığa alınmadan imzası ile işlenen hukuk yanlışlkarı düzelmeli idi. Açıkta olsun, cehennemin dibine giştsin farketmiyor, tapu dairesinde bu adam açığa alınmış olsada koyduğu şerh duruyor. Bunujh kanunu yok mu. Kime dava açaçaksın. Adamın imzası suç belge yaratmış.i Tapu dairesine bu adamın imzası ile koyduğu şerhi kaldır cehenneme gitmişl diyemezsin. Asıl bunun imzası ile işlkediği suçalar iptal olmalı. 




Wednesday, August 27, 2025

Açık deniz vahşi doğadır, karar planları hazırda olmalıdır.

Kıtalararası İstanbul boğazı yarışta bir yüzücü maalesef kaybolmuş. Bunca gün hayatta kalma ihtimali çok düşük. Sadece 6,5 km’lik bir mesafe deneyimli bir yüzücü açısından oldukça kısa sayılır. Ortalama vasat bir yüzücü bile, o suda en az 7 saat yüzebilir. Ama deniz açık bir doğa ve beklenmedik kazalar olabilir.

Mesela bir deniz canlısı ya da denizanası çarpması olabilir; havuzda böyle bir şey yaşanmaz. Açık denizde bu tür durumlar sık görülür. Ayrıca Marmara Denizi’nde girdaplar veya ters akıntılar vardır ve bazı günler bilinmeyen yeni gırdap akıntılar da oluşabilir.

Sağlık kontrolünden geçmiş ve kalbinde ritim bozukluğu olmayan biri için 6,5 km normal bir mesafedir. Ama bazı kalp hastalıkları, özellikle erkeklerde, sorun yaratabilir. 

Benim tahminim, kaybolan açık deniz yüzücünün yeni oluşmuş bir girdaba kapılmış olabileceği yönünde. Yeni bir girdap, etrafındaki suyla birlikte insanı aşağıya, tıpkı bir vakum gibi veya sanki bacaklarına ağır çamur bağlanmış, çamur ağırlığı yükler gibi dibe çekebilir. Aynı nokta, bir ay öncesine kadar ters akıntıya sahip olmayabilir; girdaplar sürekli var-yok olabilir. 

Ayrıca tahminlerin aksine, tam boğazın ortasında, açıkta olmayan girdap, daha doğu kıyıya yakın, anadolu kıyıya yakın yerde kıyıda oluşabilir. Duyduğum, boğazın açığında değil, kıyıya yakın yönde görülmüş kaybolan yüzücü. Oysa boğazın ortasında akıntıya yatarsan, akıntı bile seni hedefe hızlandırır. Yüzücünün ters akıntı noktaya düştüğü, ciddiye almadığı veya ilerlemesine olan engeli farketmediği fikrimdeyim. Umarım sağ bulunur, ancak bu girdaplardan şans eseri kurtulmuş biri olarak umudum yok karaya çıktığına. Şahsen kıyıda insanlar ben 40 km açıkta, nadir dalgalı denizde gözden kaybolunca tehlikedeyim sanmışlardır, oysa bu dediğim girdap olayında en az 20 kişi etrafta, bağırsan duyacak kıyı yakında idi. Hatta plajda güneşlenenler bile girdabın noktayı görüyordu. Tabii suda değiller. 

O yüzücü suda bayıldığında, dibe battığında onun olduğu noktayı yüzlerce kişi görüyordu eminim. Açık deniz doğa sinsidir. Bu arada, o girdapdan ancak sahil güvenlik ekipmanla kurtarabilirdi bağırıp yardım istese, başka yüzücü kurtaracak durum değil. İkisinide dibe alır girdap ve dediğim kuvvetli tek kulaç, veya 3 kulaç hamleyi serbestçe yapamazlardı. 

Ters akıntılar aniden oluşmaz; kişi en az bir dakika yüzeyde kalıp yardım isteyebilir. İşte bu noktada korkuya kapılmak gerekir. Kişi, başedeceğini sanırsa yanılır ve dibe çekilir. Açık denizi bilmek, ne zaman yardım isteyeceğini anlamaktır; korkuyu yönetmek ve yardım istemektir. Yoksa çok geç kalınır; suyun içinde canlı mücadele devam eder en az bir dakika, ancak bağırmak mümkün değildir.

Diyelim ki girdap yüzücüyü iki dakika boyunca bloke etti; hâlâ su üstünde olsa bile, kendi ve etrafındaki durumu tam olarak fark etmez bazen deneyimli değilse. Girdap o kadar kuvvetlidir ki, kulaçları onu yerinden oynatmaz. Bundan şüphe duymak gerekir. Kulaç atmaya rağmen ilerlemediğini, aşağı çekildiğini anlamak açık denizde birkaç kez yüzünce anlaşılır, zor değildir, ama bu duruma A plan, B plan provası algoritması gerekir. 

Kişi kendi ilerleme hızını bilir, ilerlemiyor, aşağı çekiliyorsa bunu kendi kulaç eksikliği değil, açık deniz sorunu tanımlamak, açık deniz yüzücülüğün algoritmasında önemli karar noktasıdır. Sonrasında suyun içine battığında mücadele devam eder; tehlikeyi kesin olarak anlamış olsa bile yardım çağırmak için artık geç kalınmıştır. 

Bu arada girdaba kapılan insan kendine şunu sormalıdır, bu noktada yatar gibi mi duruyorum, yani ideal yüzme durumu, yoksa su beni sanki ayakta yürür gibi yapmaya mı çalışıyor. Girdapda boğulmadan önce insan sanki ayakta dur yapılıyor gibi oluyor, alabora olmuyor. Havuzda bu ayakta durmaya gelmez yüzücü. Tabi denizde kendi de ayakta yürür gibi suda durabilir, şahsen ben sık sık etrafı kontrol ederim suda ayakta durup. Dik durur yürür gibi, ancak şampiyonalarda bu duruş zaman kaybettirir. Bu yüzücünün o suda ayakta duruşunu, iki eli havada  görmüşler, kendi farketmesede, bacakları bence akıntıya kapılmıştı o an. Ben o on dakika içinde, oralarda boğulduğu fikrimdeyim. Tabii akıntı ile güneye sürüklenmiştir.

Bu girdap veya ters akıntı noktaları hiç yapay zeka filmlerine benzemez, o noktaya dürbünle bile baksan o suyun yarım metre dipte girdap olduğunu su üstünden anlamak mümkün değildir. Suyun içinde anlaşılır ancak. Sadece 3 metre ötesinde girdap yoktur, o nedenle o problemi diğer yüzücü anlayamaz. Ayrıca suyun rengi bile tehlike ipucu verecek farklı değildir. Çamur rengi veya farklı bir renk değildir çoğu kez. 

Mesela Çınarcıkda 30 dakikada gittiğin yerden 2 saatte geriye dönemezsin. Ancak bu 40 kilometre boyunca olan akıntı geçici girdap akıntı değil ve her zaman vardır, aynıdır. Benzer akıntı İstanbul boğazında bilinen bir akıntıdır. Ters akıntılar çok vahşi görünen çok yüksek dalgalardan, rüzgardan çok daha can alıcı olabilir. 

Şahsi kanaatim, Çınarcık sahilinin hatta 40 km açığının bile, İstanbul boğazından çok daha kolay bir doğa olduğu şeklindedir. 2025 de 3000 kişinin İstanbul boğazını kolayca geçmesi, sadece onların güçlü yüzücü olduğunu anlatır, İstanbul boğazı bence sinsi girdapları olması çok muhtemel bir sudur, İki büyük deniz birbirine karışıyor. 

Mesela Çınarcık da Marmara denizine doğru yüzmek zordur, akıntı karşı koyar. İstanbul boğazı muamma, Karadeniz ve Ege denizi, ikisi de yüzmeye karşı koyan akıntı ve girdap yapabilir. Buna sıcak soğuk, tatlı Karadeniz suyu, tuzlu Ege denizi suyu, veya ısı girdaplar da katkı yapar. 

Bu dediğim gelip geçici girdaba sadece 500 defadan birinde rastladım, yüzme sitili çok hızlı frekansda kulaç atan biri değilim, ancak şansa, hayati bir sitilim olduğunu bu girdapta öğrendim. Tek kulaç ve bacak vuruşla, az sayıda kulaç atarak yüzen biriyim. Havuzda çok sık kulaç atabilmek hızını artırır, oysa bu girdapta tek kulaç ve bacak vuruşta kuvvetli bir hız sağlama hayat kurtarabilir. Hani paletle tek çırpış insanı alır metrelerce ilerletir, götürür, işte o sitil girdaplarda işe yarıyor. Veya Karadeniz'in minicik hamsi balığının akıntıya karşı koyan zıplaması gibi, veya ilk kalkışta saniyede 300 km hıza varan arabalar vardır, o ani kuvvet gerekiyor. Zaten tüm yüzücüler bu sitile atlarlar, ancak dediğim gibi, sudan şüphelenmek, gırdap galiba diyebilmek önemli. Büyük bir dalgayı hatta gelmeden anlıyor insan, girdap içinde olduğunu anlamak en az 30 kulaç attıktan sonra anlaşılıyor, anında anlaşılmıyor. Nikolai bence her açık deniz yüzücünün risk alır, macera sever yaklaşımı ile açık deniz ters akıntı problemini ciddiye almadı. Yüzücü olarak bir eksiği olduğu fikrimde değilim. 

Bu dediğim yer bizim Çınarcık plaja yakın bir yer idi. En az on yıl orada tek boğulan duymadım, ancak bu girdap oluştuğu hafta, bir genç erkek boğulmuş bulundu oraya yakın bir yerde. 

Açık denize her konuda alışmak gerekir. Bir gün Marmara, Çınarcık’ta 1999 da yüzerken 5 metre ötede bir yunus aile sürüsü geçti; bebekleriyle birlikte beni korudular. Hatta yavaşladılar ve bana yan dalga bile yapmadılar. Marmara’da kıyıya 10 dakikalık yüzme mesafesinde yunus filosu görmek şaşırtıcıydı. Ama her balık böyle değil. Onlar vahşi değildi, şanslıydım; beni yemediler. Yüzlerce kez 30 km daha uzağa açık denize gittiğimde bile onları yanımda bir daha görmedim. 

Yani çok açık denizde olmasan bile, Marmara Denizi’ni, İstanbul boğazını geçerken girdaplar ciddi tehlike yaratabilir. Açık deniz havuzdan farklı problem taşır. Hatta açık denizde yüzmek, iyi bir yüzücü olmaktan çok, değişik bir teknecilik gibidir. 

Bir şampiyon yüzücü için denizde son kabus değildir, fakat Nikolai çok gençmiş, büyük talihsizlik olmuş. 


Yaş ilgili, akıl yaşta değil baştadır. Genç veya yaşlı olmak değildir.

 Türkiye nin doğuştan geri zekalılarına öğrensinler diye bir örnek vereceğim. Bu başarılı kişi 16 yaşında liseden sonra ÖSYM de sınava girenlerin 300 bin kişisini 16 yaşında matematik, bilimde geride bıraktı, en gençlerdendi. Bunu bin türk gencinden bir tanesi bile başaramadı (O zamanda genç oluşuna dil uzatan vardı). 

Şimdi neredeyse 65 yaşında bir başka alanda, mühendislikte üniversitede yine sınıfta herkesi geride bıraktı. Şimdi o sınıfın en yaşlısı. Şöyleki bu üniversite Amerika da ve giren türklerin 100 tanesinden bir tanesi bile, onların hepsi genç 30 yaş altında, bilgisayar dersi bırak 3 üncü sınıf, 3 üncü haftaya geçemedi 

Yani bu doğuştan beyinsizler sadece bir hırsızın herşeye saldırması gibi yaşlı genç konuşuyorlar. Türklerin sahte diplomalı binlercesi işte bu doğuştan beyinsizlerin sonucudur. Türkiye nin sahte diplomalı, sahte belgeli insanlarının utanmadan aynı belgelerle işlerini yürüttüğüne resmen şahidim. Halkın kendi bunu yapıyor, halkın kendinde aşağılık duygusu var ve gerçek diplomalı sınavlı insanları yok etseler doymazlar, böyle hastalıklı manyak olmuş hepsi. 

Bunun din ile parti ile ilgisi var diyen yalan söylüyor. Bu sadece bu aşağılık duygulu manyak insanların gerçek başarılı insanları kıskanmalarının sonucudur. Ayrıca şunu söyleyeyim, bu sahtecilerin çoğu erkek. 

Bunca sahtecilik varken, hala bana sahte belgeli profilleri yollanıyor. Türklerin bu eğitim başarısızlığı ve sahteciliğine kıçımdan gülüyorum. Kendi beyinsizliğini doğuştan beyinsizliğini göreceğine neredeyse kundaktaki bebeğe bu aptal altına sıçtı diyecek beyinsiz bunlar. 

Ayrıca o sahteci diplomaların, belgelerin, profillerin sahipleri tüm politik görüşlerde var. O parti bu parti değil, hepsi neye gücü yetiyorsa sahtecilik yapmış. Yani türkiye nin hastalığı sahte diploma, sahte belge, yalan dolu profil.Ben şahsen instagram, facebook gibi yerlerde kendine oyum buyum diyeni gerçek hayatta tanımıyorsam, asla bakmıyorum, resimlerine bakmıyorum. Bu yerler tabii resim saklamaya yarar ancak o resimler uydurma mı değilmi ispatı yok. Zaten sosyal medya sıteleri sadece o resim yazı orada var diyor, o belge sahte değil onun sorumluluğu değil. Bu kuralları milyon beyinsiz türk birlikte yok sayıyor. Bakıyorsun bu beyinsizler her partiden. Zaten devlet ve bilimsel profil dışında profiller ilgimi çekmiyor, zaman kaybı. Yalan okumaya nzamn israftır.

Not: Bu arada 3 hafta için bile, öbür haftaya dersi geçenlerde, dersi geçemese de, sahteci olmamalarından emeklerine saygım var. Bu kişi bile o sahtecilerden zarar görüyor. Yine  sahtecilik, tüm sosyal medya hesapları hepten sahte. Eğlensinler, tamam ancak kendilerine bile sahteci bu beyinsizler.


Pages